Z kuşağı çalışma hayatı ve dijitalleşme tutumları

Z kuşağının çalışma hayatı ve dijitalleşme tutumları

13 Eki 2021

4 dk okuma süresi

Z kuşağının iş gücüne katılımı, tüm kurum ve kuruluşların bu çiçeği burnunda profesyonellerin nasıl en iyi şekilde görevlendirilebileceği, motive edilebileceği ve donatabileceğine dair fikirlerine meydan okudu. Yeni neslin gelişi sadece bir araç veya eğitim meselesi değildi; bu fenomenin etkisinin çok daha geniş olduğu kısa sürede anlaşıldı. Artık ofislerde dünya hakkında farklı görüşlere sahip yeni bir nesil var.

Teknolojik devrimin müthiş genişlemesi sırasında büyüyen Z jenerasyonu, yeni teknoloji alışkanlıklarını sezgisel olarak benimsedi ve bunları deneysel sosyal tutumlar, yeni beklentiler ve farklı yaşam özlemleriyle eşleştirdi. Bu kuşak, 1980 ve 1994 arasında doğmuş olan ve teknolojik devrimin hem öncesini hem de sonrasını deneyimlemiş Y jenerasyonunun ofislere getirdiği yeni soluğu bambaşka bir seviyeye taşıyor. Ancak Z kuşağı, internet ve sosyal medyanın olmadığı bir dünyayı hiç tanımamış olmaları bakımından öncülü Y neslinden bir hayli farklı. Onlar için esnek çalışma bir arzu değil, göz ardı edilen bir gereklilik konumunda. Bu nesil dijital teknolojinin getirebileceklerinden korkmak yerine, dönüşümün yavaş gerçekleşmesine karşı sabırsız.

Z kuşağı kime denir?

Yaşlı üyeleri genç yetişkinliğe girmeye başlayan Z kuşağı, giderek daha fazla dikkat çeken bir nüfus olarak göze çarpıyor. 1996'dan sonra doğan Z kuşağından bireyler, öncülü Y kuşağı ile birtakım özellikleri paylaşsalar da tamamen farklı dünyalarda yetiştiler. Doğulan ve yetişilen dünyanın farklılığı, iki nesil arasındaki davranışlarda, tutumlarda, eğilimlerde ve bakış açılarında önemli ayrışmalara neden oluyor.

Z kuşağının en önemli karakteristik özelliği teknolojiyi doğal olarak kullanmalarıdır. Onların öncülü olan nesil, teknolojinin ve sosyal medyanın patlamasına tanıklık eden “dijital öncüler” olarak kabul edilirken, Z kuşağı bilginin hemen ve her yerden erişilebilir olduğu, sosyal medyanın giderek yaygınlaştığı, teknolojik yeniliklerin zirve yaptığı bir dünyaya doğdu. Bu teknolojik gelişmelerin Z kuşağı üzerinde hem olumlu hem de olumsuz etkileri oldu. Bardağın dolu tarafında, bol miktarda bilgi parmaklarının ucunda olan Z kuşağı, bilgilerini derinleştirme ve öğrenme konularında proaktif davranıyor. Ancak uzmanlar çok fazla ekran zamanının tecrit duygularını pekiştirebileceğine ve gelişmemiş sosyal becerilere yol açabileceğine dikkat çekiyor.

Farklı yorumlarıyla çalışma hayatında Z kuşağı

Z Kuşağı, ister geleneksel iş yerinde ister evde olsun, işin güvenli ancak serbest akışlı bir etkinlik haline gelmesini sağlayan çapraz platform dostu teknolojileri tercih ediyor, bunları kullanarak fiziksel mekanlardan bağımsız olarak herhangi bir yerde çalışabilmek istiyor.

İş tercihinde maaş en önemli faktör olsa da Z kuşağı maaşa diğer nesillerden daha az değer veriyor. Deloitte tarafından yapılan bir araştırmaya göre, iyi ücretli ama sıkıcı bir iş ile ilginç ama aynı zamanda daha az kazandıran bir iş seçeneği verildiğinde, Z kuşağının seçimleri eşit şekilde bölünüyor.

McKinsey araştırma şirketi tarafından gerçekleştirilen bir diğer araştırma ise Z kuşağının ana karakteristik özelliğinin hakikat arayışına odaklandığını gösteriyor. Z kuşağı, bireyselliğin ifadesine değer verirken, etiketlerden kaçınıyor. Bu nesil, çatışmaları çözmek ve dünyayı iyileştirmek için diyaloğun etkinliğine derinden inanıyor. Z kuşağı son derece analitik ve pragmatik şekilde kararlar alıyor ve kurumlarla gerçekçi bir anlayışla etkileşim kuruyor.

Z kuşağı belirgin bir şekilde görüntü ve video odaklıyken, uzun yazılı bilgileri reddedip, kısa ve net olmalarını tercih ediyor. Küresel bağlantı arttıkça, nesiller arası değişimler davranışları belirlemede sosyoekonomik farklılıklardan daha önemli bir rol oynamaya başlıyor. Z kuşağından gençler, her yaştan ve gelirden insan üzerinde ve aynı zamanda bu insanların markaları tüketme ve onlarla ilişki kurma biçimleri üzerinde güçlü bir etkiye sahip oluyor.

Z kuşağı neleri reddediyor?

Ekranlara doğan Z kuşağının ortalama dikkat sürelerinin sekiz ile 10 saniye arasında olduğu tahmin ediliyor. Z kuşağı için işe gidiş geliş giderek tarihsel bir kavram halini almaya başlıyor. Teknolojinin, gezegenin neresinde olursa olsun, onu kullanmak isteyebilecekleri her şeyi hızlı ve sorunsuz bir şekilde sunması gerektiğini varsayıyorlar. Herhangi bir cihazda yavaş ara belleğe alma, istikrarsız Wi-Fi, düzensiz telefon sinyalleri veya sezgisel olmayan arayüzler kabul edilemez faktörler olarak değerlendiriliyor.

Z kuşağının kalbini kazanmak için şirketlerin ve işverenlerin iyi küresel vatandaşlar olma çabalarını vurgulamaları gerekiyor. Z kuşağı toplumsal duyarsızlığı reddediyor; şirketlerin sürdürülebilirlik, iklim değişikliği, eşitsizlik ve açlık gibi bir dizi toplumsal soruna bağlılık göstermelerini ve bunu sözlerle değil eylemlerle yapmalarını istiyor.

Z kuşağının dijital alışkanlıkları

İlk gerçek dijital nesil olan Z kuşağı çevrimiçi olarak alışveriş yapıyor, bilgilere erişiyor ve arkadaşlarıyla veya aile üyeleriyle etkileşime giriyor. Küresel tüketicilerin yüzde 40'ını oluşturan bu kuşak önemli bir satın alma gücüne sahip olmasıyla dikkat çekiyor.

Z kuşağı üyeleri boş zamanlarının yüzde 74'ünü çevrimiçi olarak geçiriyor ve yüzde 66'sı aynı anda birden fazla çevrimiçi cihaz kullanıyor. IBM İş Değeri Enstitüsü tarafından yapılan bir ankete göre, Z kuşağı aygıtlarının yüzde 73'ünü arkadaşlar ve aile ile bağlantı kurmak, yüzde 59'unu iş ile eğlence ve yüzde 58'ini oyun oynamak için kullanıyor.

Z jenerasyonunun dörtte üçü bilgisayar veya diğer cihazlar yerine akıllı telefon kullanmayı tercih ediyor ve haftada ortalama 11 saati telefon ekranlarına bakarak geçiriyor. Neslin yüzde 95’i akıllı telefonlara sahip ve yüzde 75'i telefonlarını birincil cihazları olarak kullanıyor.

Z kuşağı ve yapay zekaya ilgisi 

Gerçek dijital nesil yapay zekayı (AI) teknolojik gelişimin doğal bir sonucu olarak görüyor ve robotlara meslektaşı oldukları diğer kuşak mensuplarından daha çok güveniyor. Oracle’ın 14 ülkede, 9000 Z neslinden gençle gerçekleştirdiği araştırmaya göre, bu kuşak tekrarlayan görevleri kendileri yapmak yerine, makineler tarafından daha iyi şekilde yapılmasını tercih ediyor.

WP Engine and The Center for Generational Kinetics tarafından gerçekleştirilen başka bir araştırmaya göre, Z kuşağının yaklaşık yüzde 80'i tüm yazılımların ve web sitelerinin önümüzdeki beş yıl içinde AI yeteneklerine sahip olacağına inanıyor. Bu kuşağın yüzde 40'ı neyi sevdiklerini, istediklerini veya neye ihtiyaç duyduklarını tahmin edemeyen bir web sitesinden alışveriş yapmayacaklarını belirtiyor. Z kuşağının yüzde 55'i internetin gelecekte öngörülü bir ortam olacağını, günlük olarak ne yapacaklarını belirleyeceğini düşünüyor. Öte yandan, bu kuşağın yüzde 68'i tüm web sitelerinin yakında birbirleriyle "konuşacağına" ve her sitede, uygulamada ve hatta cihazda kişiselleştirilmiş bir deneyim yaratacağına inanıyor.

İlgili Postlar

profesyonellesme-surecinde-personel-guclendirme

Profesyonelleşme Sürecinde Personel Güçlendirme

11 May 2020

İk
Başarı Hikayeleri
Teknik Destek ‍
444 5INV
444 5 468 ‍
info@innova.com.tr