Ultra-Stabil Bağlantı, Türkiye Hava Sahası
için Sorunsuz, Güvenli Bir Operasyon Sağlıyor

Hava trafik sistemleri giderek daha
karmaşık hale geldikçe, ATC (Hava Trafik Kontrol) kurumları, sivil hava
trafiğinin güvenliği için ilgili zorluklarla başa çıkmalı ve altyapılarının ağ
çözümleriyle uyumlu çalışabilirliklerini geliştirmelidir.

Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel
Müdürlüğü, sivil hava sahası içinde hava trafiğinin güvenliğinden sorumlu
devlet kurumudur. Yerel havacılığı denetleyen DHMİ, havalimanları içinde ve
çevresinde, havalimanı terminallerinde ve genel hava sahasında Hava Trafik
Kontrol hizmetleri sağlar, problemleri önler ve düzenli bir akış sağlar.

Türk Hava Sahasında Akışın Emniyetli Bir
Biçimde Yönetilmesi

DHMİ'nin günlük eforları, uçakların ülke
semalarında güvenli bir şekilde hareket etmesine yardımcı oluyor. 2021'de
Avrupa'nın en yoğun havalimanı olan İstanbul Grand Airport (IGA) ve Antalya
Havalimanı'nın artan uluslararası trafik hacmine sahip olduğu göz önüne
alındığında, bu çok büyük bir görev. Bu büyümeyle başa çıkmak için DHMİ,
özellikle en son teknolojinin temeli üzerine inşa edilmiş, sofistike yeni bir
ATC çözümü aramaya başladı.

ATC teknolojileri, hizmet kesintileri
olmadan tutarlı ve güvenilir ağ performansı gerektirir. Bu, ağ altyapısının
hava hizmetlerinin verimliliğini artırmanın yanı sıra gelecekteki hava trafiği
büyümesini desteklemek için çok önemli olduğu anlamına gelir. Basitçe ifade
etmek gerekirse, DHMİ farkındalık sağlamak ve hava sahasını korumak için büyük
miktarda veriyi paylaşabilmek ve alabilmek istiyordu.

DHMİ'nin mevcut ağ yapısı, 2010 yılının
başlarında konumlandırıldı ve ekipman, değişen ihtiyaçlara uyum sağlayamadığını
kanıtlayarak yükü göstermeye başladı. Gerçekten de, mevcut teknolojilerin çoğu
kullanılamaz hale (EOL) gelmişti, bu nedenle DHMİ sorunsuz bir şekilde yeni bir
ağ ortamına geçiş yapmak istiyordu.

Modern Hava Trafik Yönetiminin Zorlukları
İçin Tasarlanmış Bir Ağ Çözümü

DHMİ, bu dönüşümü gerçekleştirmek için Huawei
ve iş ortağı, sistem entegratörü ve Bilgi Teknolojileri (BT) çözümleri
geliştiricisi İnnova ile çalışmaya başladı. DHMİ Bilgi Teknolojileri Daire
Başkanı Ahmet Gürkan Odabaşı, “Ülke genelinde havalimanları, meydanlar gibi
taşra teşkilatları ile radar, VHF Çok Yönlü Menzil (VOR), Mesafe Ölçme Ekipmanı
(DME), Yönsüz İşaret (NDB) gibi hava seyrüsefer sistemlerine sahip uluslararası
kuruluşumuzda, 2020 yılı sonundan bu yana özellikle kamu kurum ve kuruluşlarına
etkisini artıran siber saldırılara karşı önlemlerimizi güçlendirmek
niyetindeydik. Bu tür ihtiyaçların karşılanması için İnnova ile hem kurumumuzun
hem de devletimizin itibarını korumak adına çalışmaya başladık. Ağ altyapısı
görünürlüğünü ve yönetim yeteneklerini güçlendirmenin yanı sıra ölçeklenebilir
ve katmanlı bir mimari ile güvenlik ve performans beklentilerini artırmayı
hedefledik" dedi.

İnnova ve DHMİ'den 11 uzmandan oluşan bir
ekip, 20 farklı lokasyonda bir omurga anahtar sistemi, ağ uç anahtar sistemi ve
güvenlik duvarı uygulamaya karar verdi. DHMİ'nin Ankara merkezindeki iki
çekirdek anahtar, yalnızca bir CloudEngine S-serisi anahtarla değiştirildi ve
gerekli ağ ekipmanı alanında %50 indirim yapıldı. CloudEngine S-serisi
anahtarlar, üst düzey kampüs ağlarının çekirdek katmanında kablolu ve kablosuz
yakınsama, tam yığın açıklığı ve sorunsuz yükseltmeleri mümkün kılar. Türkiye
genelindeki yirmi havalimanı da CloudEngine S-serisi anahtarlar aldı. Bu erişim
anahtarları, 12-48 esnek tüm GE aşağı bağlantı bağlantı noktası ve dört sabit
GE veya 10 GE yukarı bağlantı bağlantı noktası sağlar.

Yeni nesil, yüksek performanslı donanım
üzerine inşa edilen ve Huawei'nin Çok Yönlü Yönlendirme Platformu (VRP)
tarafından desteklenen anahtarlar, esnek Ethernet ağı, çeşitlendirilmiş
güvenlik kontrolü ve çoklu Katman 3 yönlendirme protokolleri için destek
sunarak daha yüksek performans ve daha güçlü hizmet işleme yetenekleri sağlar.
Bu uç anahtarlar, Sanal Özel Ağ (VPN), intranet, e-posta, SAP Yüksek
Performanslı Analitik Cihaz (HANA) ve Kurumsal Kaynak Planlama (ERP)
uygulamalarını taşır. Genel olarak, yeni çözüm güç tüketimini %50 azaltarak
karbon emisyonlarını ve Operasyonel Harcamaları (OPEX) azaltıyor.

"Hizmet kesintilerini veya
zafiyetlerini önlemek için ağ risklerini en aza indirmenin yanı sıra - altyapı
düzeyinde gerekli önlemleri almak ve süresi dolan eski sistemleri güncellemek -
yeni nesil güvenlik sistemleri tedariğinde İnnova ve Huawei ile başarılı bir
projeye imza attık" şeklinde ifade eden Odabaşı, "Sonuç olarak,
DHMİ'nin Supervisory Control and Data Acquisition (SCADA), otomasyon ve hava
trafik kontrol sistemleri gibi kritik altyapılarına yıkıcı etki yapabilecek
kötü niyetli kodların engellenmesi için sistemimize gerekli güvenlik sistemleri
kuruldu. Ayrıca kullanıcı bilgilerini koruduk ve güvenlik açıkları, kötü amaçlı
dosyalar ve İşletim Sistemi (OS) açıkları yoluyla saldırıları engelledik. Bu
şekilde DHMİ Genel Müdürlüğü, Türk havalimanlarının işletilmesinde ve hava
trafiğinin düzenlenmesi ve kontrolünde görevlerini eksiksiz olarak yerine
getirebilecektir."

DHMİ'nin 2021'de hizmete giren yeni,
yüksek bant genişliğine sahip ağı, ultra stabil bağlantılar sağlayarak
gelecekteki farklı bant genişliğine ihtiyaç duyacak ATC uygulamaları için
sorunsuz çalışmayı garanti eder. İnnova Kamu Satış Direktörü Ali Emre
Yorgancıoğlu, "Huawei'nin yeni nesil Otonom sürüş ağı çözümünün projede
kullanılmasıyla birlikte tüm DHMİ işletmelerinin omurgası güncellenerek uzaktan
yönetim yetenekleri hayata geçirildi. Yeni ağ ve yedekleme sistemleri çevrimiçi
hale getirildi ve yaklaşık 20 farklı lokasyonda ağ sistemlerini modernize
ettik." Çözüm, DHMİ'nin genel merkezinin ve bölgesel havalimanlarının,
neredeyse gerçek zamanlı olarak yüksek hacimli verileri paylaşmasına izin
verdi. Ek olarak, Huawei ağ çözümü, genel endüstrinin daha geniş iş ve çevre
ihtiyaçları ve eğilimlerine uygundur. Bu itibarla, gelecekte Türkiye'nin hava
trafik hizmetlerinin güvenilirliğini ve verimliliğini artırmaya yardımcı olacaktır.

Güvenli ve verimli hava trafik hizmetleri
sağlamak, herhangi bir ATC için en kritik görev olmaya devam etmektedir. Bu
bağlamda, elbette, DHMİ bir istisna değildir. Dünya çapında havacılık sektörü
için güvenilir bir iş ortağı olduğunu kanıtlayan Huawei, gökyüzünü güvende
tutmaya yardımcı olmak için DHMİ ile yakın çalışmaya devam edecek.

Dhmi̇ Ağ Sistemleri Yenileme Projesi

Başarı Hikayesi

DHMİ Ağ Sistemleri Yenileme Projesi

Ana Sayfa > Hakkında > Haberler Ve Basın

Haberler

Haberler Ve Basın

MNG Kargo, aktarma merkezlerini
Huawei Akıllı Kabinler ile güçlendirdi.

Covid-19 ile birlikte hız kazanan
dijitalleşme, şirketlerin iş süreçlerinde önemli değişimlere yol açtı.
E-ticaretteki iş hacmine paralel olarak, talebin ve dolayısıyla iş yoğunluğunun
arttığı lojistik sektöründe bu dönüşüme ayak uydurmak adına önemli teknoloji
yatırımları ve iş birlikleri gerçekleştiriliyor. MNG Kargo da, bu konuda öne
çıkan örneklerden biri olarak yakın zamanda Türkiye genelinde yer alan aktarma
merkezlerinin altyapısını güçlendirmek üzere, yeni nesil veri merkezi
çözümlerinden Huawei Akıllı Kabinleri bünyesine kattı. İlk etapta en büyük beş
aktarma merkezi için Fusion 800 serisi Huawei Akıllı Kabini konumlandırılacak
olan MNG Kargo, bu yatırım ile hem süreç yönetimini kolaylaştırmayı hem de
verimliliği artırmayı amaçlıyor.

MNG Kargo Bilgi Teknolojileri Direktörü
Cengiz Yılmaz, İnnova çözüm ortaklığıyla hayata geçirdikleri bu çözümü tercih
etme nedenlerini ve projenin hayata geçme sürecini şöyle detaylandırdı: “Tüm
Türkiye’de 27 lokasyona dağılmış olan aktarma merkezlerimizde 7/24 iş modeli
ile çalışıyoruz. Kesintisiz olarak işleyişimizi hızlı bir şekilde sürdürmemiz
gerekiyor. Dağıtık yapıda bulunan bu lokasyonlarımızda dış faktörlerden dolayı
oluşan olumsuzlukları minimum seviyeye indirerek yönetilebilir bir sistem
odasına ihtiyacımız vardı. Geleneksel veri merkezi anlayışının dışında, hızlı
bir şekilde modüler olarak kurulabilen, içinde hava kanalları, güç kaynağı,
klima, yangın söndürme, ısı ve nem sensörleri bulunan kamera ve kapı sensörleri
sayesinde güvenliği sağladığımız bütünleşik bir yapı oluşturan Huawei
bütünleşik kabinleri kullanmaya karar verdik. Akıllı yönetim sistemi sayesinde
işletme ve bakım aktivitelerini zamanında yaparak parça ve işçilik
maliyetlerinde tasarruf etmemizi sağladı. Bütünleşik yapıdan dolayı bina içinde
alan kazanımlarımız oldu. Dışarıdan sadece elektrik vererek tak çalıştır
mantığında kurulan bütünleşik kabinler; kolay kullanılabilir tek ekran üzerinden
tüm bileşenleri uzaktan yönetilebilir bir yapıya sahip olması, oluşabilecek
sıkıntıları sensörler sayesinde uyarı mekanizması ile önceden farkederek
sorunlar oluşmadan müdahale etmemizi sağlıyor." diye ifade etti.

Fusion Module 800’ün yeni jenerasyon
akıllı, küçük ve ortam izleme sisteminin tek bir kabin içinde bulunduğu esnek
büyüme imkanı tanıyan bir sistem olduğunun altını çizen, İnnova Kurumsal Satış
Direktörü Emre Özdal ise, “MNG Kargo’ya pandemi sürecinde iş çözümlerimizle
destek olmak bizi oldukça mutlu etti. Geçmişten bugüne telekomünikasyon,
finans, üretim, kamu ve hizmet sektörleri başta olmak üzere her sektördeki
kuruluşlara platform bağımsız çözümler sunuyoruz. Biliyoruz ki yeni
teknolojilerin hayatımıza girmesiyle eş zamanlı olarak dijital dönüşüm
yolculuğu da devam edecek. İnnova olarak ürün ve hizmetlerimiz ile iş
ortaklarımız ve müşterilerimizin yanında yer almak en büyük motivasyon
kaynağımız. Projede tercih edilen; Fusion 800 serisi Huawei Akıllı kabinler
yarının iş ihtiyaçlarına cevap verebilen esneklik özelliği ile öne çıkıyor”
dedi.

Mng Kargo Akıllı Kabin Projesi

MNG Kargo Akıllı Kabin Projesi

Ana Sayfa > Hakkında > Başarı Hikayeleri

Başarı Hikayeleri

Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu yurtlarındaki
öğrenciler, İnnova’nın hayata geçirdiği proje ile hızlı, güvenli ve ücretsiz
internet erişimine sahip oldular. Cisco Wireless çözümleri ile hayat bulan
proje, kurulum süresi ve erişim noktası sayısı olarak Türkiye’de bugüne kadar
gerçekleştirilmiş, 81 ili kapsayan en büyük kablosuz ağ projesi oldu.

Türkiye’de eğitime destek vermek amacıyla başlatılan Türk
Telekom - Kredi Yurtlar Kurumu Wi-Fi projesi, güvenli ve hızlı kablosuz
interneti 310 bin öğrencinin ücretsiz kullanımına sundu. Açılışı dönemin
Başbakan’ı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Haziran 2013’te yapılan kablosuz ağ
hizmeti Türkiye’nin 81 ilindeki 1.240 yurt binasında kullanılır durumda.

Şubat 2013’te başlatılan proje, yurt çapında 310 bin öğrencinin
hizmet aldığı 347 KYK yurdunun toplam 1.240 yurt binasına 3 aydan kısa bir
sürede ulaştı. Kredi ve Yurtlar Kurumu tarafından yeni açılan ya da yenilenen
yurtlarla devam eden proje ile 2016 sonu titibariyle 600’e yakın yurtta 500
bine yakın öğrenciye kablosuz internet erişim hizmeti sunuldu.

Gerçekleştirilmiş En Büyük Wi-Fi Projesi

Türk Telekom – Kredi Yurtlar Kurumu Wi-Fi projesi, kurulum
süresi ve erişim noktası sayısı olarak Türkiye’de bugüne kadar
gerçekleştirilmiş 81 ili kapsayan en büyük kablosuz internet projesi oldu.

Cisco ürünlerinin uluslararası standartları karşılayan, yüksek
kalitedeki ürünlerinin kullanıldığı proje ile ileride çıkabilecek arıza ve
sorunlar da minimuma indirilirken, aynı zamanda uzun ömürlü ve sürdürülebilir
bir ağ altyapısı kurulmuş oldu.

Kurulan altyapı ile yurtlarda kalan yüzbinlerce öğrencinin
güvenli bir şekilde internete erişmesi de sağlandı. İnnova ekiplerin
gerçekleştirdiği kurulum süreci Cisco’nun ağ optimizasyon çözümleriyle
desteklenerek her bir yurt için yüksek optimizasyona sahip bir sistem
oluşturuldu. Ürünlerin otomatik optimizasyon desteği ve hızlandırıcı etkileri
ise öğrencilere daha verimli bir internet erişimi sağladı.

Öğrencilerin kablosuz ağa giriş ve üyelik bilgilerine dair
süreç ise Cisco Intelligence Services Gateway (ISG) üzerinden yönetildi. Bu
çözüm yine Cisco’nun ağ teknolojilerindeki uzmanlığını kanıtlayan ASR-1000
serisi yönlendiriciler ile kontrol edildi. ASR-1000 serisinin sürekli gelişen
bu tip projelerde yükseltme sırasında kesintiye gerek bırakmaması sayesinde,
yüzbinlerce öğrencinin sorunsuz bir şekilde kablosuz erişim hizmetinden
faydalanması ve merkezi ağa bağlanabilmesi sağlandı.

Kredi Yurtlar Kurumu Kablosuz Ağ Projesi

Bursa Büyükşehir
Belediyesi iştiraki olan BURULAŞ A.Ş., Kiosk İnnova ile birlikte
gerçekleştirdiği “Elektronik Bilet Sistemi ve Satış Kiosk Projesi” ile
gişelerdeki yolcu bekleme sürelerini ortalama yüzde 50 azalttı. 

Türkiye’nin nüfus açısından en büyük 4.
şehri konumunda olan Bursa, 2016 yılında Dünya Yaşanabilir Şehirler
sıralamasında Dünya’da 37. sırada Türkiye’de ise 1. sırada yer alıyor. Bursa
Büyükşehir Belediyesi iştiraki olarak 1998 yılında kurulan BURULAŞ A.Ş. ise,
şehir içi toplu taşıma sistemi yanı sıra diğer ulaşım türlerini de kapsamına
alarak, Türkiye’de bir marka değer olmaya yönelik hedefi doğrultusunda
ilerleyen bir ulaşım şirketidir. 

BURULAŞ, metro, tramvay, şehiriçi
otobüsler, şehirlerarası deniz otobüsü, otobüs terminalleri, seyahat ve araç
kiralama acenteleri, deniz uçağı ve helitaksi operasyonlarını yürütüyor.
BURULAŞ, Türkiye’de bu kadar farklı ulaşım modelini modunu yöneten ve işleten
tek firma olma özelliğini taşıyor. 

BURULAŞ, toplu taşımada hem bakiye dolum
süresini kısaltacak, hem de işletme maliyetlerini düşürebilecek bir kiosk
çözümü üzerinde çalışmalara başladı ve aradığı çözümü İnnova’da buldu. 

Bursa’da 2015 yılının
ortasına kadar işletmeciler vasıtasıyla yürütülen biletleme sistemleri, bugün
BURULAŞ tarafından yürütülüyor. BURULAŞ Bilgi Sistemleri Müdürü Alper Güvercin,
2015 yılı Temmuz ayına kadar farklı bir firma tarafından işletilen elektronik
biletleme sistemlerinin, firma ile sözleşmenin sona ermesinin ardından BURULAŞ
tarafından yürütülmesi kararını aldıklarını ifade etti.

Bu değişim ile birlikte otomasyon sistemlerinin önemi üzerinde
durduklarını kaydeden Güvercin, 2015 yılına ait 120 milyon hafif raylı sistem,
180 milyon da otobüs yolcu trafiği olduğuna dikkat çekti. Alper Güvercin, “Bu
yoğun trafiğin gişelere dolum ve bilet için uğradığını düşündüğümüzde ciddi bir
trafikten söz ediyoruz. Özellikle dolum hizmetinin istasyonlarda çok hızlı bir
biçimde yapılması gerekiyor. Yolcunun ihtiyaç duyduğu noktaya mümkün olan en
kısa sürede ulaşabilmesi bizim için önemli. Biz elimizden geldiği kadar tren ve
otobüs seferlerimizi sıklıkla yapmaya çalışıyoruz. Hal böyleyken yolcunun
gişelerin önünde, sadece kartlarına bakiye doldurmak için bekletilmesi
istenmeyen bir durum” dedi. 

Bu noktadan hareket ederek, aynı anda hem bakiye dolum süresini
kısaltacak hem de işletme maliyetlerini düşürebilecek bir kiosk çözümü üzerinde
durduklarını belirten Güvercin, diğer şehirlerdeki örnekleri de inceleyerek
standartların üzerinde bir ürün tarif ettiklerini aktardı. 

Kamu İhale Kurumu mevzuatına bağlı olarak, ihale alanındaki
hassasiyet ve tecrübeleriyle de hareket ettiklerinin söyleyen Güvercin,
şartnamede olabildiğince kaliteli hizmet ve ürün tarifi yaptıklarını vurguladı.
Güvercin, sözlerini şu şekilde sürdürdü: 

“Amacımız şartname sürecinde yoğun bir çalışmanın ardından
belirlediğimiz ürün özelliklerini en uygun ve profesyonel şartlarda
karşılayabilecek firmalarla çalışmaktı. Hem süre kısıtlı olduğu, hem de
standartların çok üzerinde bir ürün talebinde bulunmuş olduğumuz için, bu
şartnameye katılım olup olmayacağı konusunda kaygılarımız olmuştu. İnnova ile
de bu şekilde tanıştık.” 

“Tarifimizin
Üzerinde Bir Ürün Aldık”

Projeye 16 Temmuz 2015’te başladıklarını belirten
Güvercin, 15 Ocak 2016’dan beri aktif olarak kioskların sahada çalıştığını söyledi.
6 ay gibi kısa bir sürelerinin olduğunu, buna rağmen hedefledikleri tarihte
sistemlerini hazır hale getirdiklerini kaydeden Güvercin, “Biz teknik
şartnamede tarif ettiğimiz hizmeti ve ürünü, tam manasıyla İnnova’dan aldık.
Şartnamemizde çok kısa sürede teslimini istiyorduk. Bu sürenin çok daha altında
ve baskı içerisinde olunan bir süreçte İnnova şartnamedeki ürünün fazlasını
bize vererek projeyi neticelendirdi. Bu konuda İnnova’ya ayrıca teşekkür
ediyoruz. İnnova ile birlikte çok etkin bir ekip çalışması gerçekleştirdik”
dedi.

Gişelerde insan faktörünün çok önemli olduğuna dikkat çeken
Güvercin, “Kartın alınması, kartın bir cihaza okutulması, paranın alınması,
para üstü verilmesi insana bağlı işlemler olduğu için çok fazla zaman
alabiliyordu. Ancak kiosklarda bu süreleri çok daha hızlı hizmet verebilir hale
getirdik. Projede temel amacımız işlem sürelerini kısaltmak ve yolcularımıza bu
hizmeti en hızlı şekilde verebilmekti. Eskiden bir yolcunun gişede geçirdiği süre
35-50 saniyeyken, şu anda bu işlemler 10-15 saniye civarında
gerçekleştiriliyor” şeklinde sözlerini sürdürdü. 

Sadece bakiye sorgulama işlemleri için gişe önlerinde beklendiğini
ifade eden Güvercin, kiosklar ile bu sürenin 2-3 saniyede gerçekleştirilebilir
hale geldiğini vurguladı. Güvercin şu şekilde sözlerine devam etti: “Yolcuyu
gişede bekletmeden araçlara alabilmek bizim için oldukça önemli bir ölçü. Bunun
beraberinde işletme maliyetlerinin düşürülmesi anlamında, gişedeki operasyonun
işgücü, zaman ve enerji gibi maliyetler kalemlerini de kattığınız zaman büyük
bir tasarruf söz konusu. Hem yolcuya çok önemli olan zamanı kazandırıyoruz, hem
de işletme maliyetlerini düşürüyoruz.” 

“Üst Seviyede Güvenlik Talep Ettik” 

Dış
mekanlarda ya da açık alanlarda bulunan kioskların güvenliğinin uzaktan
yönetilebilir olmasının kendileri için çok önemli olduğunu vurgulayan Güvercin,
ürünlerde kullanılmak üzere en gelişmiş güvenlik özelliklerini talep
ettiklerini kaydetti. Güvercin, “Güvenlik amacıyla dalga titreşim sensörlerimiz
mevcut. Yaklaşım sensörlerimiz var, kapaklar açıldığında bilgisini ileten ve
içinde her kullanıcı amacı için ayrı kapakların ve ayrı sensörlerin olduğu bir
kurgu mevcut. Bunları merkezi güvenlik yazılımlarımızla kontrol etmek ve
denetlemek mümkün. Bu sayede kimin kiosklara ne kadar sürede müdahale ettiği
kayıt altına da alınabiliyor” dedi.

Burulaş Elektronik  Bilet Sistemi Ve Satış Kiosk Projesi 

BURULAŞ Elektronik  Bilet Sistemi ve Satış Kiosk Projesi 

Türkiye’nin en büyük iletişim operatörü Türk Telekom’un 40 milyonu aşan abonesine tek noktadan kampanya kurgulama olanağı sunan tekilleştirme çalışması, başarıyla sonuçlandı.

Doğru müşteriye doğru mesaj doğru kanaldan iletiliyor

İnnova’nın gerçekleştirdiği proje sayesinde mobil, sabit ve genişbant olmak üzere üç farklı alandaki kampanya sistemi, tek bir uygulama altında bir araya getirildi. Çalışma ile Oracle Siebel Marketing, Unica 9.1 ve kurum içi uygulama tekilleştirilerek 40 milyondan fazla aboneye tek noktadan ortak kampanyalar düzenlenebildi ve entegre yapı ile doğru müşteri için doğru teklif doğru kanaldan iletilmeye başlandı. İnnova proje ile TT Grup Pazarlama’nın bireysel ve kurumsal kampanyalarının merkezi yönetimini sağlarken, inbound ve outbound olmak üzere, Online İşlem Merkezleri, web, e-posta, SMS, push mesajlar, IVR, chatbot, CRM, CC ve bayi gibi yaklaşık 30 kanalı birbirine entegre etti.

40 milyondan fazla aboneye tek noktadan erişim

Kurulan tekil kampanya sistemi ile Türk Telekom'un 40 milyondan fazla abonesine kampanya kurguları tek bir merkezden sağlanabiliyor. Abonelerle ilgili tüm etkileşimler tek bir uygulama altında toplanırken, örneğin mobilde aboneliği olan bir müşteriye genişbant aboneliği için mobildeki tarifelere ek olarak genişbantta indirimli teklif sunabilmek mümkün hale geldi. Üç farklı alana ait kampanya ekipleri, üç farklı uygulama bilgisi yerine, tek uygulama bilgisi ile daha kolay ve verimli şekilde çalışmaya başladılar. Bugüne kadar kullanılan farklı uygulamaların getirdiği takip ve benzer kampanyaların uygulanma zorlukları bu sistem ile ortadan kalkarken, tüm pazarlama hareketleri daha kolay takip edilebiliyor ve sistem tarafından raporlanabiliyor.

Müşteri ihtiyaçlarına göre özelleştirilebilir bir yapı

Kampanya tekilleştirme projesinde kullanılan UNICA Kampanya Yönetim Uygulaması, web tabanlı yapısı ile müşterilerin ihtiyaçlarına göre özelleştirilebiliyor. Kanallar, ara katmanlar, sipariş sistemleri gibi diğer sistemlerle haberleşen sistemde Oracle Database 12C ile Oracle Soa Suıite 12C API sunucusundan faydalanıldı. Mobil Online İşlemler (MOİM) kanallarında UNICA üzerinden teklif görüntüleme, abonelere iletme ve sipariş sistemiyle tekliflerin satın alınması sağlanarak, süreçler de kolaylaştırıldı. UNICA lisanslarının 2017 yılında IBM’den alınmasıyla başlayan proje, 2019 yılının ekim ayında İnnova tarafından Faz-1 kapsamında kuruldu ve MOİM kanallarından canlı kampanyaların iletilmesine başlandı. İlk fazda günlük 3 milyon satışın gerçekleştiği proje, ikinci ve üçüncü fazlara geçildiğinde, kanallar arası entegrasyonun artışı ile Türk Telekom’un tüm sipariş sistemlerinde uygulanarak abonelerin ulaştığı tüm kanallara erişim sağlayacak ve satış dönüşüm oranlarını daha da artıracak. Faz-2 kapsamı 6 Aralık 2020’de devreye alınan projenin pilot ve yaygınlaştırma çalışmaları yapılarak, çağrı merkezi ve bayi kanalları ile mevcut kampanya sistemlerinde bulunmayan tarife segmentasyonu kampanyaları da mobilde sunulabilecek. Bu yıl sonuna kadar SMS, IVR, POS cihazı gibi diğer kanallar da sisteme entegre edilecek.

Türk Telekom Kampanya Tekilleştirme (Unica) Projesi

Türk Telekom Kampanya Tekilleştirme (UNICA) Projesi

Türk Hava Yolları, İnnova’nın geliştirdiği altyapıyla Operasyon Kontrol Merkezi’nde ‘kağıtsız ofis’ dönemine geçti.

Artan yolcu ve uçak sayısı, her gün eklenen yeni rotalar ve havalimanları nedeniyle Türk Hava Yolları’nın (THY) entegre bir yönetim merkezi oluşturması ve operasyonel yönetim birimlerinin tek merkezden, merkezi bir onay ve raporlama sistemiyle takip edebilmesi zorunluluk haline geldi. THY Entegre Operasyon Kontrol Merkezi-Integrated Operations Control Center’ın (IOCC) kullanacağı OpSys uygulamasının geliştirilmesine yönelik proje bu nedenle başladı.

İnnova tarafından kurulan tüm merkez personeli tarafından kolaylıkla kullanılabilen bir web tabanlı portal sistemi OpSys, e-posta ve kâğıtlı onay sistemlerinin yerini alarak tüm birimlere çok daha seri hareket edebilme imkânı tanırken, ekipler arası iletişimi akıcı hale getirerek verimlilik artışı sağladı.

Vardiya yönetimiyle birlikte, bildirimler, talepler ve onay mekanizmalarının tek noktadan yönetilebilmesi sağlandığı için kâğıt üzerinden yürütülen neredeyse tüm süreçler dijital ortama taşınmış oldu.

Son olarak, İnnova tarafından OpSys 2.0 adı altında yapılan revizyonlar ile bu sisteme ilaveler getirildi: Mevcut fonksiyonlar zenginleştirilerek optimize edildi ve böylelikle IOCC personelinin daha etkin çalışmasına olanak sağlandı.

Türk Hava Yolları Entegre Operasyon Kontrol Merkezi (Iocc)

Türk Hava Yolları Entegre Operasyon Kontrol Merkezi (IOCC)

11 bölgede, 81 ilde faaliyet gösteren Türk Telekom’un 

“Tümleşik İletişim Sistemleri Altyapı Yenileme Projesi”

 başarıyla tamamlandı. Proje sayesinde sayısı 19 bini aşan Türk Telekom çalışanı, video konferans görüşmelerini, cihaz ve lokasyondan bağımsız yapabilme imkanına kavuştu. İnnova’nın üstlendiği ve 4 ay gibi kısa bir zamanda hayata geçirilen proje ile zaman ve seyahat tasarrufu sağlanarak kurum içi çalışma verimliliği artırıldı.

Proje sayesinde Türk Telekom çalışanları artık şirket içinde veya dışında, bulundukları yerden video konferans toplantılarına katılabilir hale geldiler.

“Tek Numara” ile cihaz ve lokasyon bağımsız video konferans

Türk Telekom çalışanlarının kullanımına açılan yeni nesil video konferans çözümü birçok yönden ilk olma özelliği taşıyor. Türk Telekom Kullanıcı Çözümleri ve Destek Operasyonları Kıdemli Uzmanı Onur Temel, operasyonel tasarruf imkanı sunan yeni yapının servis zenginliği, kullanım kolaylığı ve üst seviye güvenlik gibi avantajlara da sahip olduğunu aktardı.

Tümleşik İletişim Sistemleri Altyapı Yenileme Projesi’nin işleyişi ve özelliklerinden bahseden Onur Temel şunları söyledi: “Kullanıcılarımıza iş hayatının olmazsa olmazı haline gelen mobiliteyi sağlayarak, hem zamandan hem de farklı lokasyonlarda çalışmanın getirdiği maliyetlerden tasarruf etmeye başladık. Şirket dışını dahi çalışma ortamına dönüştürdük ve ayrık yerleşkelerde çalışan kullanıcılarımıza verimli ve güvenli bir iletişim ve etkin bir çalışma ortamı sunduk. Bu sayede karar alma süreçlerini de hızlandırmayı başardık.

Türk Telekom Tümleşik İletişim Sistemleri Altyapı Yenileme Projesi

Güven Varlık, İnnova’nın geliştirdiği PayFlex OBP çözümü sayesinde, işlem yaptığı tüm banka ve hesapları tek platformdan takip etmeye başladı.

Türkiye’nin önde gelen finansal tahsilat yönetimi firmalarından Güven Varlık, 2005 yılından bu yana bankaların ve finans kuruluşlarının tahsili gecikmiş alacak portföylerini satın alarak borçların çözümlenmesi alanında hizmet veriyor.

Güven Varlık, farklı banka ve hesaplarda aylık 20 binin üzerinde işlemin takibini yaparken tüm hesap hareketlerini tek bir platformda görmek ve verileri Muhasebe/ERP sistemine aktarabilmek için İnnova’nın PayFlex OBP çözümünü tercih etti. Şirket bu sayede, iş gücü tasarrufunun yanı sıra daha yüksek düzeyde müşteri memnuniyeti de elde etti.

Aylık 20 binden fazla işlemi tek noktadan görme ihtiyacı

Faaliyet gösterdiği sektör itibarıyla farklı banka ve hesaplarda aylık 20 bin adedi aşan sayıda işlemi takip edip muhasebeleştiren Güven Varlık, bu süreçte oluşan iş yükünü azaltmak üzere bir çözüme ihtiyaç duydu. Tüm hesap hareketlerini tek bir platformda görmek ve alınan verileri otomatik olarak Muhasebe/ERP sistemine aktarabilmek isteyen şirket, böylece hem iş süreçlerini kolaylaştırmayı hem de iş gücünü daha verimli kullanmayı hedefledi. 

Güven Varlık Payflex Obp Projesi

Güven Varlık PayFlex OBP Projesi

Türk Telekom, Türkiye’nin 81 ilindeki toplantıları ve iş ortaklarıyla yaptığı video konferansı görüşmelerini esnek bir yapıda kolay kullanılabilir hale getirdi.

Telekomünikasyon sektöründe dünyanın önde gelen firmalarından biri olan Türk Telekom, İnnova ile önemli bir projeye imza attı. 30.06.2016 tarihinde devreye alınan “Tümleşik İletişim Sistemleri Birleştirme ve Geliştirme Projesi” ile tüm şirket personeli tarafından yoğun bir şekilde kullanılan video konferans ve telepresence görüşmelerini çok daha esnek bir yapı altında, merkezi, kolay kullanılan bir şekle dönüştürdü.

Türk Telekom; Sabit, Genişbant ve Mobil şirketlerindeki farklı altyapıların farklı yönetimlerinden kaynaklanan zorlukları gidermek ve her yerden her cihazdan kolay erişim amacıyla başlatılan bu proje ile Türkiye’nin 81 iline yayılmış lokasyonların birbiriyle kolay ve etkili görüşmesini sağladı.

2015 yılı ortasında başlayan ve hedeflendiği tarihte tüm özellikleriyle devreye alınan Tümleşik İletişim Sistemleri Birleştirme ve Geliştirme Projesi ile ileride yeni yeteneklerle daha da zenginleştirilecek bir altyapıya kavuşulmuş oldu. Bu yapı, Türk Telekom’a hedeflediği verimlilik ve maliyet tasarrufunu da sağladı.

İnnova gibi yetkin bir çözüm sağlayıcı ile gidilen ortaklığın projeye sunduğu katkıların altını çizen Türk Telekom Kullanıcı Çözümleri Müdürü Erdem Bilim, şunları söyledi: “İnnova’yı tercih etmemizde sektördeki birikim ve gerçekleştirdikleri projeler ile alanlarında uzman isimleri bünyesinde barındırmaları önemli rol oynadı. Her projede olduğu gibi bu projede de yetkin insan kaynağı ve teknik yeterlilik araştırması yaptık. İnnova, tüm kriterlerde istediğimiz standartların üzerine çıkmayı başardı.”

Proje, Türk Telekom Kullanıcı Çözümleri Müdürlüğü ile İnnova’nın yetkin ekibi tarafından detaylı bir şekilde planlanırken, on binlerce çalışanın sistemi daha etkin kullanması için gerekli farkındalık uygulamaları da devreye alındı.

Türk Telekom Tümleşik İletişim Sistemleri Birleştirme Ve Geliştirme Projesi

Türk Telekom Tümleşik İletişim Sistemleri Birleştirme ve Geliştirme Projesi

Türkiye’nin beşinci büyük bankası olan Halkbank, İnnova’nın kullanıcı dostu sıra yönetim çözümleriyle şubelerinde hizmet ve bekleme sürelerini kısaltarak müşteri memnuniyetini artırdı.

Tüm Türkiye’de 1000’e yakın şubesi bulunan Halkbank, müşterilerine daha kaliteli hizmet vermek ve şubelerdeki memnuniyet oranlarını yükseltmek için tüm Türkiye’yi kapsayan Sıra Verme ve Lobi Yönetimi Sistemi Projesi’ni gerçekleştirdi. Proje kapsamında İnnova’nın kullanıcı dostu sıra yönetim çözümleri tercih edildi.


Bu projeyle, ileriye yönelik hedeflerini gerçekleştirmek için önemli bir adım atan Halkbank, müşteri memnuniyetini artırmanın yanında çalışan performansını daha detaylı bir şekilde analiz edebileceği bir sisteme de kavuşmuş oldu.


Sıra Verme ve Lobi Yönetimi Sistemi Projesi, Haziran 2017’de başladı ve Ocak 2018 itibariyle 200 şubede aktif olarak kullanılmaya başlandı. Sistemin, 2018 yılı sonunda bankanın Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki şubelerinin tümünde devreye alınması hedefleniyor.


Kiosklar, operatör panelleri ve ana panellerin bileşen olarak kullanıldığı projede, geçiş sırasında İnnova’nın altyapı desteğiyle bankada hizmet kesintisi yaşanmadı. İnnova, daha önce de Halkbank’ın BT ekibi tarafından kullanılan ağ izleme çözümünü devreye almıştı. Böylece İnnova bu projeyle, bankanın ağ altyapısının yönetiminde verimlilik artışına sağladığı katkıyı güçlendirdi.


Halkbank Sıra Verme Ve Lobi Yönetimi Sistemi Projesi​​​​​​​

Halkbank Sıra Verme ve Lobi Yönetimi Sistemi Projesi​​​​​​​

Mevcutta kullanılan  çağrı merkezi sistemini daha iyi bir seviyeye taşımayı hedefleyen AXA SİGORTA , bu alandaki iyileştirme için HPE Service Manager ürününü kullanmaya başladı.

AXA SİGORTA’nın bağlı olduğu AXA Grubu, finansal koruma ve fon yönetimi alanında dünya lideri konumunda. Grup aynı zamanda A.M Best'e göre dünyanın en büyük sigorta grubu olarak gösteriliyor. AXA Grubu'nun, müşterilerinin her türlü ihtiyaçlarına cevap verebilmeyi hedefleyen 'Finansal Koruma' konusundaki faaliyetleri sigorta, kişisel koruma, birikim ve gayrimenkul planlama alanlarını kapsıyor. Bugün dünyada 103 milyon kişi AXA çatısı altında ailelerini, çalışanlarını ve mallarını güvence altına alıyor, kişisel ve ticari varlıklarını yönetiyor.

Türkiye’nin 81 ilindeki müşterileriyle iletişimde olan AXA SİGORTA, mevcut Çağrı Yönetim Sistemi’ni daha da geliştirmek için bu konuda en başarılı hizmetleri sunan İnnova’yı ve HPE Service Manager ürününü seçti.

Projede kurulumu yapılan HPE Service Manager çerçevesinde proje yöneticisinin hazırladığı kapsamda AXA SİGORTA Çağrı Yönetim Sistemi modülleri geliştirildi.

Böylece hayata geçen e-posta entegrasyonu sayesinde kullanıcıların belirlenen hesaba e-posta göndererek çağrı kaydı açmaları sağlandı.

Axa Si̇Gorta Servis Yönetimi Projesi

AXA Sigorta Servis Yönetimi Projesi

GİB tarafından e-Fatura Özel Entegratörü Unvanı verilen Akbank'ın e-Fatura altyapısı bu projeyle hayata geçirildi.

Gelir İdaresi Başkanlığı’nın (GİB) 2014 yılı başında hayata geçirdiği e-Fatura uygulaması, gerekli şartları sağlayan ve kendi e-Fatura altyapısını oluşturan firmalar tarafından kullanılmaya başlanmıştı. Mükellefler tarafından e-Fatura’nın kullanım yöntemlerinden biri de GİB’in yetki verdiği Özel Entegratör unvanı alan şirketler olmuştu.

Akbank da GİB’den ‘Özel Entegratör’ yetkisini alarak mükelleflere; e-Fatura gönderim/alım ve e-Fatura saklama hizmetlerini vermeye başladı. Akbank’ın e-Fatura sistemi altyapısı ise İnnova danışmanlığı ve işbirliğinde oluşturuldu.

Akbank ve İnnova teknik ekipleri, GİB’in talepleri doğrultusunda projeyi kısa süre içerisinde hazır ederek, tamamen Akbank altyapısı üzerine Akbank’a özel entegratörlük çözümleri sistemini kurdu.

Akbank başlattığı e-Fatura hizmetleriyle, müşterilerine bugüne kadar sunduğu hizmet yelpazesini daha da genişletmenin yanı sıra, hizmet verdiği müşterilere bankanın diğer ürünleri katma değer olarak sunma imkânını da yakaladı. Akbank; her segmentten müşterisine e-Fatura hizmetleri sunarken, bankacılık ürünlerini de e-Fatura sistemine entegre ederek, müşterilerine ayrıca katma değer sağlıyor.

Başarı Hikayeleri

Teknik Destek ‍

444 5INV

444 5 468 ‍

info@innova.com.tr

Başarı Hikayeleri

.css-vdwnbf{margin-top:0px;margin-bottom:0px;color:var(--chakra-colors-text-primary);}.css-1u9ov0a{color:var(--chakra-colors-text-primary);}Teknik Destek ‍

444 5INV

444 5 468 ‍

info@innova.com.tr

Teknik Destek ‍