5 Oca 2023
3 dk okuma süresi
Dijital varlıklarını ve uygulamalarını güvenli bir şekilde yönetmek isteyen işletmeler, gereken teknolojileri, süreçleri, kişileri ve kuralları açıkça tanımlayan bir veri stratejisine ihtiyaç duyuyor. Kurumların gelişen teknolojilere, müşteri deneyimlerine, pazarlara, uygulamalara ve düzenlemelere ayak uydurabilmeleri için ise veri stratejisinin tüm BT çözümlerinin zaman içinde gelişmesi gerekiyor. İşletmelerin yakın gelecekte kurumsal veri stratejilerini yeniden değerlendirmelerine neden olacak pek çok gelişme ile karşı karşıya kalacağı tahmin ediliyor.
Uzmanlar, işletmelerin her geçen gün artış gösteren veri miktarıyla başa çıkmaları için yatırım stratejilerine öncelik verilmesi gerektiğini vurguluyor. Bugünün iş dünyasında verinin yeri çok değerli olduğundan veriyi doğru yönetmek, kurumlara iş süreçlerinde büyük faydalar sağlıyor. Verilerden elde edilen benzersiz içgörüler, işletmelerin doğasında var olan ve rakipler tarafından kolayca kopyalanamayan rekabet avantajı oluşturuyor. Bu içgörülerin alınamaması ise rekabette geride kalmak ve veri analitiğinin sunduğu birçok fırsatı kaçırmak anlamına geliyor.
Veriden daha fazla değer elde etmek için kurumların veri stratejisindeki bir sonraki adım, sürece yapay zekayı ve makine öğrenimini dahil etmek gibi görünüyor. Başarılı bir veri stratejisinin yapay zeka ile bir araya getirilmesi, makinelerde kestirimci bakım veya işgücü optimizasyonu gibi önemli fırsatlar sunuyor.
Günümüzde veri yalnızca analistler ve veri bilimciler tarafından kullanılmıyor. Satıştan pazarlamaya, İK’dan operasyonlara kadar hemen her departman, karar süreçlerini iyileştirmek için veriden faydalanıyor. Yapılan büyük yatırımlara rağmen veri, birden çok buluta, uygulamaya, konuma ve ortama yayılmış durumda. Artan ve karmaşıklaşan veri miktarı, kullanıcıların ilgili verilere ulaşmasını her geçen gün daha zor hale getiriyor.
CIO’lar, yeni riskler ve uyumluluk problemleriyle karşılaşmadan ellerindeki veriyi yönetebilecekleri stratejileri arıyor. CIO’lar, bir yandan veri erişimine olan ihtiyaç artarken uygun yönetim çözümlerini değerlendirmek, diğer yandan AB Yapay Zeka Yasası ve yeni yayınlanan Beyaz Saray'ın Yapay Zeka Bildirge taslağı gibi hızla gelişen düzenleyici ve uyumluluk önlemlerine ayak uydurmak zorunda kalıyor.
İşletmeler günümüzde veriyi daha stratejik kullanmanın yeni yollarını değerlendiriyor. Pek çok iş ortağı, işbirlikçi bir yaklaşımla veri paylaşımı yaparak, daha geniş ve anlamlı dijital varlıklar elde ediyor. İşletmeler, buluta özgü veri ambarlarının ve bitişik veri içgörü platformlarının anlamlı şekilde bir araya getirilmesiyle tamamen yeni ve kullanışlı veriler kazanıyor.
İşletmeler, çok büyük hacimlerde veriye sahip olsalar da bu zenginliği kullanamazlarsa hiçbir değer üretemiyorlar. Bu sebeple şirketler arasındaki paylaşım ile ortaya çıkan yeni verilerin analiz edilerek stratejik olarak iş süreçlerinde değerlendirilmesi ve kazanca dönüştürülebilmesi kritik önem taşıyor.
Birçok şirket, eski teknolojileri, geçmişten miras kalan politikaları, süreçleri, prosedürleri veya yaklaşımları, daha fazla çeviklik ve hız sağlayan yeni bir mimaride harmanlamak zorunda kalıyor. Veri ağları, kurumların ihtiyaç duyduğu bilgileri ve öngörüleri, onu kökten ya da önemli ölçüde değiştirmek zorunda kalmadan, mevcut durumundaki ortamdan çekmesini sağlıyor. Böylece CIO'lar, halihazırda sahip oldukları araçlardan faydalanabildikleri gibi tüm bu varlıkları modern ve hızlı bir şekilde kullanmalarına olanak tanıyan yeni bir katman da ekleyebiliyor.
Akıllı ve otomatik sistemlerin kullanımı yoluyla, çeşitli veri ağlarının ve bulut ortamlarının uçtan uca entegrasyonunu sağlayan veri yapısı, ortamı elden geçirmeye gerek kalmadan ihtiyaç duyulan içgörülerin elde edilmesini mümkün kılıyor.
Uzmanlar veri gözlemlenebilirliğinin tamamen yeni bir çözüm kategorisi yarattığını ifade ediyor. Veri kalitesinin iyileştirilememesi, hem veri ekibinin üretkenliğini düşürüyor hem de veri zinciri boyunca veri güvenini azaltıyor. Bu durum uzun vadede işletmenin rekabet gücünü ve nihayetinde gelirlerini olumsuz etkiliyor.
Verileri yakından izleyerek veri kalitesi kavramını genişleten veri gözlemlenebilirliği, işletmelere kritik içgörüler sağlıyor. Veri ekipleri bu bilgileri kullanarak, veri sorunlarını daha hızlı giderebiliyor. Ayrıca veri gözlemlenebilirliği, bakım maliyetlerinin azalmasını sağladığı gibi verilerden değer yaratma ölçeğini de artırıyor.
Ürün olarak veri, birçok farklı kaynaktan toplanan verilerin kullanımı yoluyla iş süreçlerinde yaşanan sorunları çözmeyi ifade ediyor. Uzmanlar bu yeni yaklaşımın, şirketler için gerçek, nihai bir etkiyle sonuçlanabilecek yeni bir zeka seviyesi olduğunu vurguluyor.
Verilerin nasıl toplanacağını ve uygulanacağını anlamak, birçok yönden oyunun kurallarını değiştirebilir. Ürün olarak veri, örneğin bir ekipmanın ne zaman değiştirilmesi gerektiğini ve geçmiş performans verilerine dayanarak ne tür çevresel etkilere dayanabileceğini tahmin etme yeteneği sağlıyor. Bu sayede işletmeler, müşterilere hizmet güvenilirliği ve bütçeleri üzerinde daha fazla kontrol imkanı sağlıyor.
İşletmeler verileri bir ürün olarak ele almaya başladıkça, BT ve veri bilimi sektörlerinde birbirine bağlı ürün ekipleri kurmak gerekli hale geliyor. Bu sebeple veri toplama ve yönetiminin, bağımsız bir proje alanı olarak değil, İK veya finans gibi tamamen işlevsel bir iş alanı olarak görülmesi gerekiyor. Veri ürünü yaklaşımına geçiş, verilerin de tıpkı fiziksel bir ürün gibi geliştirilebileceği, pazarlanabileceği, kalite kontrolü yapılabileceği ve iyileştirilebeceği anlamına geliyor.
İlgili Postlar
Veri okuryazarlığı nedir?
7 Eki 2024
Büyük Veri