Veri Merkezi Taşımasında Hayat Kurtaran İpuçları

Veri Merkezi Taşımasında Hayat Kurtaran İpuçları

22 Tem 2014

3 dk okuma süresi

Veri merkezlerinin taşınması son zamanlarda sık karşılaştığım bir gereksinim halini aldı. Bunun çeşitli nedenleri var. En başta fiziksel ortamın, sistem altyapısının ihtiyaç duyduğu gereksinimleri karşılayamaması geliyor. Ortamdaki sunucu sayısı arttıkça ısıl yük, enerji gereksinimleri ve genellikle baştan planlanmadığı için spagettiye dönen kablolama başa bela olmaya başlıyor. Her ne kadar artık sanallaştırma teknolojileri oldukça yaygınlaşsa da, her yeni projeyle yeni sunucu eklenen ortamlar, bir süre sonra yönetilemez hale geliyor.

Bu noktada çeşitli çözümler üretiliyor. Birincisi şirketin kendi binasında tutulan sunucular, profesyonel hizmet veren veri merkezlerine taşınabiliyor. Ne seviyede erişilirlik gereksinimi olduğuna bakarak bir veri merkezi tercihi yapılıyor. Erişilirlik ihtiyacı yüksek uygulamalar doğal olarak yedekli fiziksel altyapı sunan veri merkezlerine yöneliyor. Bazı şirketler de önceki tecrübeleri doğrultusunda yeni bir "sistem salonu" kurarak cihazları yeni yerlerine taşıyor.

Veri merkezi taşıma projeleri genellikle riskli projeler. Sunucuları bir gecede kapatıp, yeni yerinde monte edip, data ve enerji kablolamasını da yaptıktan sonra ayağa kalkmasını bekleyeceksiniz. Peki taşıma öncesinde sistemde problemler olup olmadığından emin olabilir misiniz? Veri merkezini (data center) taşımadan önce yapılması gereken işlemler nelerdir?

Sistemler öncelikle bulunduğu yerde konfigürasyonları kaydedilmeli ve yerinde bir kez tamamen kapatılıp tekrar açılmalıdır. Birkaç gün problemsiz çalıştığını gözlemlemek de faydalı olur.

Bu çalışma başlayıp taşıma işlemi tamamlanıncaya kadar sistemde hiçbir admin işlemi yapılmamalıdır.

Tüm sunucular ve diğer cihazlar yeniden başlatıldığında eğer sistemde bir sorun varsa (startup'ta çalışması gereken bir servisin çalışmaması, donanımsal bir arıza vb) bir işaret verecektir.

Şahsi tercihim planlı çalışmalarda olabildiğince tek bir iş yapmaktır. Aynı gece birbiriyle ilişkili iki sistemde birden çalışma yaparsanız, ertesi gün sorun olduğunda bunun kaynağını bulmakta zorlanırsınız. Hele ki çalışmaları iki farklı ekip yapmışsa sorun hep diğerindedir. O yüzden veri merkezi taşıma öncesinde geniş bir planlama safhası gereklidir.

Planlama bittiğinde elinizde uygulama envanteri, fiziksel envanter ve bunların birbiriyle ilişkileri bulunmalıdır. Hangi fiziksel sunucu üzerinde hangi uygulamalar çalışıyor, hangi sunucu hangi sunucuyla konuşuyor, vb şeklinde detaylı bir envantere ulaşmak gerekiyor. Bu işlemi kolaylaştıran yazılımlar da mevcut ancak maalesef pek ucuz değiller.

Envanter oluştuktan sonra ise taşıma paketleri oluşturularak birinci ve takip eden taşıma gecelerinde hangi cihazların hangileriyle aynı taşıma gecesinde taşınacağı planlanmalıdır.

Taşıma işleminin bir fiziksel bir de sanal boyutu var. Fiziksel olarak taşınacak sunucuların kablolama planı kaydedildikten sonra, demontaj - paketleme - nakliye - montaj adımları ve ardından kablolaması geliyor. Kablolamanın aynen olduğu gibi aktarılması ve bir kez referans alındıktan sonra sistem üzerinde hiçbir değişiklik yapılmamış olması önemli. Burada sistem yöneticilerinin (admin'ler) büyük dikkat göstermesi gerekiyor.

Nakliye aşamasında da cihazları sigortalatmayı düşünebilirsiniz ama tam bir koruma sağlamadığını belirtmek gerekir. Cihazların bina içinde taşınması sırasında oluşabilecek hasarları sigorta şirketleri kabul etmiyor, halbuki fiziksel hasarlar büyük oranda bina içinde gerçekleşiyor. Sigortalatmak, plakası belirtilen aracın cihazlar yüklü iken kaza yapması durumunda teminat sağlıyor.

Veri kayıpları ile karşılaşmamak için ise yedek almak tek çıkar yol. Sanal ortamları taşımaksa her zaman için daha rahat. Taşınacak olan veri sanallaştırılmış bir işletim sistemi ise, günümüzde sanallaştırma yazılımları oldukça başarılı şekilde replikasyon yapıyor. Hem VMware ESX, hem Microsoft HyperV ortamları, hem de Veeam Replication gibi ürünler bu süreci çok kolaylaştırıyor. Dolayısıyla taşıma öncesinde mümkünse ortamın tamamen sanallaştırılması (fiziksel sunucuların sanala dönüştürülmesi) hata yapma olasılığını düşürecektir. Verinin çok büyük olması halinde aradaki hattın da çok hızlı olması gerekecektir. Böyle durumlarda mümkünse bir depolama ünitesi ile önce yığın olarak yeni lokasyona taşınması, ardından verinin kalan (değişen) kısımlarının replike edilerek senkronizasyonun tamamlanması daha doğru olur. Küçük veri tabanları da sanallaştırılmış işletim sistemi ile birlikte replike edilebilir. Daha büyük veritabanları (database) için ise veritabanı seviyesinde replikasyon kurulması gerekecektir. Alternatif olarak eğer imkanlar genişse iki lokasyonda konumlandırılmış storage üniteleri arasında, ya da backup üniteleri arasında replikasyon yapan çözümler kullanılabilir.

Evinizi ya da işyerinizdeki masanızı taşımanız gerekti mi? O zaman taşınma sırasında pek çok yükten kurtulmuşsunuzdur. Veri merkezi taşıma sırasında da üzerinde trafik olmadığı fark edilen sunucular, konsolide edilebilecek uygulamalar ortaya çıkacaktır. Bunları tercihen taşımaya başlamadan önce, ya da taşıma tamamen bitip sistemin bir bütün olarak problemsiz çalıştığından emin olduktan sonra temizleyebilirsiniz.

İlgili Postlar

data_literacy

Veri okuryazarlığı nedir?

7 Eki 2024

Büyük Veri
Başarı Hikayeleri
Teknik Destek ‍
444 5INV
444 5 468 ‍
info@innova.com.tr