14 Ağu 2024
3 dk okuma süresi
Üretken yapay zekâ modern iş stratejilerine dahil oldukça kurumların işe alım, eğitim ve beceri geliştirme yaklaşımlarını yeniden değerlendirmeleri gerekiyor. İşletmelerin gelecekte ortaya çıkabilecek teknolojilere ayak uydurmak için beceri temelli bir işe alım zihniyetine geçiş yapmaları büyük önem taşıyor.
İnsanlar gibi yaratıcı ve üretken görevleri gerçekleştirmek için yapay zekâ tekniklerini kullanan üretken yapay zekâ, veri analizi, derin öğrenme ve doğal dil işleme gibi teknolojileri bir araya getirerek yeni içerikler oluşturmayı mümkün kılıyor. Bu teknolojinin yakın zamanda iş yerlerinde iş akışlarını, rol gereksinimlerini ve beceri gereksinimlerini değiştirmesi bekleniyor. Araştırma ve danışmanlık şirketi Forrester’ın tahminine göre yapay zekânın hem yıkıcı hem de kurtarıcı bir rol oynayarak, yerini aldığı iş sayısının 4,5 katını da etkilemesi bekleniyor.
Zamanla yapay zekânın insanlardan daha iyi yapabileceği ama insan dokunuşuna ihtiyaç duyacak ve insan-yapay zekâ kombinasyonunun en uygun yaklaşım olacağı görevlerin yakın gelecekte keşfedileceği öngörülüyor. Bu noktada işletmelerin söz konusu değişikliklere uyum sağlayarak beceri temelli işe alım ve yeniden beceri edinme planları oluşturması kritik önem taşıyor.
Deloitte Yapay Zekâ Enstitüsü'nün yakın tarihli bir raporu, beceri temelli işe alımların geleceğin işletmelerinde daha fazla ilgi göreceğini işaret ediyor. Geleneksel iş unvanı odaklı işe alım yaklaşımlarının yerini, değişen beceri setlerine dayalı esnek ve çevik yaklaşımların alması bekleniyor. Bu değişim işletmelerin kurumsal çevikliğini artırarak endüstri değişikliklerine daha duyarlı hale gelmelerini amaçlıyor.
Deloitte’un hazırladığı rapora göre İsveçli ev mobilyası devi IKEA'nın yapay zekâ müşteri hizmetleri botu Billie, son iki yılda müşteri sorularının %47'sinden fazlasını ele alarak yaklaşık 10.000 çağrı merkezi çalışanının yeni beceriler edinmesine olanak sağladı. Bu sayede IKEA, hem yeni bir gelir akışı yaratabildi hem de eğitimli çalışanlarını elinde tutarak sürekli öğrenme ortamı oluşturdu.
Yapay zekâ teknolojilerinin iş yerlerindeki etkisi, özellikle beceriler ve görevler üzerinde yoğunlaşıyor. Basit müşteri sorularının yapay zekâ tarafından otomatikleştirilmesi, insan çalışanların daha karmaşık projelere odaklanmasını sağlıyor. Bu teknoloji işe alım uzmanlarına, görev tanımları oluştururken, rekabetçi becerileri belirlerken ve adayları en uygun pozisyonlara yönlendirirken yardımcı oluyor.
Organizasyon liderlerinin hangi görev ve becerilerin yapay zekâ tarafından en iyi şekilde otomatikleştirilebileceğini veya desteklenebileceğini ve hangilerinin en az etkileneceğini belirlemeleri büyük önem taşıyor. Bu anlayış, işe alım, eğitim ve beceri geliştirme stratejilerine rehberlik ederken insana hangi noktalarda odaklanılması gerektiği konusunda net bir yol haritası sunuyor. Yapay zekânın sunduğu fırsatları değerlendirirken, insan faktörünü ve sürekli öğrenmeyi ön planda tutmak, geleceğin iş yerinde başarıya ulaşmanın anahtarı konumunda yer alıyor.
İş yerinde yapay zekânın etkisini en iyi şekilde anlamak ve yönetmek için becerilerin yeniden tanımlanması ve kategorize edilmesi gerekiyor. Rutin bilişsel işler, veri girişi ve müşteri hizmetleri gibi görevler yapay zekâ tarafından otomatikleştirilebilirken, karmaşık problem çözme ve stratejik düşünme gibi rutin olmayan bilişsel işler ise bu teknoloji tarafından desteklenebiliyor.
Yüksek duygusal zekâ gerektiren sosyal ve duygusal işler yapay zekâdan nispeten daha az etkileniyor. Yaratıcı işler, yapay zekânın büyük dil ve görüntü modelleri kullanarak otomatikleştirebileceği alanlar arasında yer alıyor. Fiziksel emek gerektiren rutin işler ise yapay zekâdan etkilenecek olsa da insan gücüne ihtiyaç duymaya devam edecek gibi görünüyor.
Kurumların öncelikle yapay zekânın hangi becerileri nasıl etkileyeceğini belirlemesi ve ardından beceri geliştirme stratejilerini planlayarak çalışanları bu teknolojileri nasıl kullanacakları konusunda eğitmeleri gerekiyor. Becerileri yeniden tanımlamak, işletmelerin yeni kişileri işe alırken nelere dikkat etmesi gerektiğini ve mevcut çalışanlarının becerilerini nasıl geliştirebileceklerini belirlemelerine yardımcı oluyor. Bu noktada yöneticiler, yapay zekânın iş gücü üzerindeki etkilerini anlayarak, şirket içi eğitim ve beceri geliştirme programlarını daha etkili hale getirme fırsatı elde ediyor.
Şirketlerin yeni çalışanlar işe almayı düşünürken aynı zamanda mevcut çalışanlarının ve ekiplerinin güçlü yanlarını ve potansiyellerini kullanmanın değerini de kabul etmesi gerekiyor. Bu hem iş ihtiyaçlarına yönelik daha fazla çözüm ortaya çıkarmaya hem de yeni yetenekleri çekmeye ve elde tutmaya da yardımcı oluyor.
İlgili Postlar
Bulut maliyet yönetimi nedir?
31 Eki 2024
Dijital DönüşümYapay zeka şeffaflığı nedir?
28 Eki 2024
Dijital DönüşümStratejik inovasyon nedir?
25 Eki 2024
Dijital Dönüşüm