Günümüzün teknoloji dünyasında yapay zekâ ve otomasyonun dönüştürücü gücü bulut yatırımlarının temel motivasyonu haline geliyor.
1 Şub 2024
3 dk okuma süresi
Günümüzün teknoloji dünyasında yapay zekâ ve otomasyonun dönüştürücü gücü bulut yatırımlarının temel motivasyonu haline geliyor. Pek çok BT lideri avantajlarından dolayı bu teknolojileri iş süreçlerinde değerlendirmeyi öncelik olarak ele alıyor. İşletmelerin 2024’te bulut yatırımlarını planlarken organizasyon hedefleri, mali öngörüleri, personel alımı ve yetenek kazanımı başlıklarında yapay zekâ ve otomasyonun şirket stratejileri ile uyumlu olmasına özen göstermesi gerekiyor.
BT liderlerinin yapay zekâ ve otomasyon girişimlerinin kurumun hedefleriyle uyumlu olmasını sağlamak için sorumluluk alması gerekiyor. Yapay zekâ için önerilen girişimlerin veya kullanım durumlarının stratejik değer taşıyıp taşımadığını değerlendirmek çok önem taşıyor. Örneğin, belirli görevleri otomatikleştirmek için çeşitli yapay zekâ araçlarından destek almaya karar vermek iş süreçlerini hızlandırıyor ve bu sayede çalışanlar kazandıkları vakti daha etkin rol alabilecekleri görevlere ayırıyor.
Aynı zamanda yapay zekâ otomasyon stratejileri ve açık bulut hedefleri arasındaki uyum da tartışılmaz hale geliyor. Bu noktada BT liderlerinin yapay zekâ ve otomasyonun çözümün kendisi mi yoksa bir parçası mı olup olmadığını tanımlamaları kritik değer taşıyor. Bu ayrım yapay zekâ ve geleneksel BT çözümleri arasındaki karmaşıklık göz önüne alındığında daha da önemli hale geliyor.
BT liderlerinin yapay zekâ ve otomasyon girişimlerine yatırım yapmadan önce Yatırım Getirisi (ROI) ve Toplam Sahip Olma Maliyetini (TCO) tam olarak analiz etmesi gerekiyor. Yapay zekâ ve otomasyon için TCO yalnızca uygulama masraflarını değil, aynı zamanda bulut depolama ücretlerini, veri transfer ücretlerini ve bulut odaklı makine öğrenimi hizmetlerine bağlı maliyetleri de kapsıyor.
Bununla beraber BT liderlerinin yapay zekâ ve otomasyon girişimlerinin ROI hesabını dikkatli bir şekilde yapması kritik önem taşıyor. Bu nedenle zekâ ve otomasyon girişimlerinin değişim yönetimi metodolojileri aracılığıyla ele alınması gerekiyor.
Bir yapay zekâ ve otomasyon girişiminin başarısı işletmenin yeterli kullanılabilir veriye sahip olmasında ve bu verilerin buluta kolayca taşınabilmesini sağlamakta yatıyor. Yeterli veriye sahip olmayan kurumların öncelikle bu verileri yapılandırma ve toplama konusundaki girişimlere öncelik vermesi gerekiyor.
Bir işletme kullanıma hazır çözümlerden yararlanmak yerine kendi yapay zekâ ve otomasyon çözümlerini oluşturmayı seçtiğinde veri doğruluğunu sağlaması büyük önem taşıyor. Buna ek olarak BT liderlerinin ele alması gereken konular arasında bulutta veri kullanılabilirliği, yerleşiklik, yedeklemeler, maliyet ve uyumluluk da yer alıyor.
Yapay zekâ ve otomasyon çözümü seçerken bu alanlarda uzmanlaşmış bir tedarikçiyle çalışmak, işletmelerin sürece daha güvenilir bir zeminde başlamalarına yardımcı oluyor. Dikkate alınması gereken faktörlerden biri de gerekli iş gücü ihtiyacı olarak öne çıkıyor. 2024'te hem uzaktan hem de hibrit çalışmanın devam edeceği düşünüldüğünde personelin bulundukları her konumdan çalışmasına olanak tanıyan bulut tabanlı esnek teknolojilere ihtiyaç duyulacağı öngörülüyor. Bu nedenle yapay zekâ destekli anormallik tespitinin tüm sisteme entegre edilmesi performansı denetlemek için büyük önem taşıyor. Yapay zekâ, iş gücündeki kaynak kullanımının aktif olarak izlenmesine, sorunların giderilmesine, performans darboğazlarının tespit edilmesine ve hedeflerden sapmaların belirlenmesine olanak tanıyor.
Yeni teknoloji seçiminin her adımında kurumun mevcut teknoloji altyapısının, uzun vadeli hedeflerinin, iş ortakları ile olan bağlantılarının ve son olarak müşterilerle ilişkilerinin göz önünde bulundurulması gerekiyor. BT liderleri yeni bir teknoloji seçerken Microsoft, Google ve AWS gibi sektör liderlerinin servislerini kullandıklarında yeni özelliklere ve geliştirmelere hızlı ve kolay bir şekilde erişebileceklerini hesaba katmaları gerekiyor.
Yapay zekâ ve otomasyon ağırlıklı olarak güvenilir bulut platformlarında barındırılsa da hizmet kesintileri süreçlerin aksamasına sebep olabiliyor. Bu nedenle BT liderlerinin yapay zekâ ve otomasyonun kendine özgü zorluklarının farkında olması gerekiyor.
2024'te yapay zekâ ve otomasyonun güvenlik önlemlerini geliştirmede önemli bir rol oynayacağı tahmin ediliyor. İşletmelerin yapay zekâ destekli çözümleri etkili bir şekilde tanımlamak ve otomatikleştirmek için bu teknolojileri giderek daha fazla kullanacağı öngörülüyor. İşletmeler yapay zekâ ve otomasyonun yeteneklerinden faydalanarak savunmalarını güçlendirmeyi, zayıflıklarla müdahale etmeyi genel güvenlik altyapılarını güçlendirmeyi amaçlıyor.
Bir işletmenin özellikle bulutta yapay zekâ ve otomasyon faaliyetlerini başarıyla yürütebilmesinde ekip uzmanlığı ve eğitimi kritik rol oynuyor. BT ekiplerinin tercih edilen bir bulutta veya çoklu bulutta yapay zekâ ve otomasyon uygulamaları tasarlamak ve yürütmek için özel yeteneklere sahip olması büyük önem taşıyor.
İşletmeler yapay zekayı kullandıkça bu teknolojiye yönelik eğitim ve çalışmaların değeri artarken beraberinde kurumların yatırım getirisi elde etmelerini sağlamak her zamankinden daha önemli geliyor. Mevcut yeteneklerin sürekli olarak değerlendirilmesi, uzmanlık boşluklarının belirlenmesi ve becerilerin artırılmasına yönelik işe alım stratejisi oluşturulması giderek daha kritik hale geliyor.
İlgili Postlar
Bulut maliyet yönetimi nedir?
31 Eki 2024
Dijital DönüşümYapay zeka şeffaflığı nedir?
28 Eki 2024
Dijital Dönüşüm