İçerik yönetiminde 2024'ün trendleri
5 Nis 2024
2 dk okuma süresi
Yapay zekâ çözümleri dahil oldukları hemen her alanda büyük fark yaratıyor. İçerik yönetimi sistemleri de üretken yapay zekânın etkin olduğu alanlar arasında yer alıyor. Kurumsal içerik yönetimi (ECM) sağlayıcıları üretken yapay zekâ uygulamalarının hâlâ erken aşamalarında olsa da Microsoft ve beraberinde pek çok şirket bu alanda önemli gelişmelere imza atıyor. Uzmanlara göre 2024 yılının içerik yönetimi trendleri arasında üretken yapay zekâ başta olmak üzere uyumluluk, iş akışı otomasyonu ve bulut dağıtımı da bulunuyor.
2024 yılı içinde içerik yönetim sistemleri sağlayıcılarının daha fazla üretken yapay zekâ yeteneğini tekliflere dahil etmesi bekleniyor. En güncel üretken yapay zekâ çözümlerinden olan Microsoft Copilot, SharePoint kullanıcılarının doğal dil istemlerini kullanarak intranet siteleri tasarlamasına olanak tanıyor. Kullanıcılar araçtan dilediği renkte ve üstünde şirket logosunun yer aldığı bir web sayfası oluşturmasını isteyebiliyor ve araç da kolayca kullanıcılar tarafından düzenlenebilecek bir taslak oluşturabiliyor.
Üretken yapay zekâ ayrıca kullanıcıların içeriği bir formdan diğerine hızlı bir şekilde dönüştürmesine de yardımcı oluyor. Örneğin hukuk ekipleri, karmaşık belgeleri kısaltılmış sunum slaytlarına dönüştürmek için üretken yapay zekâdan yararlanıyor.
İçerik yönetim sistemlerinde üretken yapay zekânın diğer kullanımları arasında gelişmiş kurumsal arama ve geçmiş etkinliğe ve arama geçmişine dayalı kişiselleştirilmiş belge önerileri bulunuyor.
İçerik yönetim sistemleri için GDPR ve KVKK gibi veri gizliliği düzenlemelerine uyum her daim büyük önem taşıyor. Bu nedenle içerik yönetim sistemlerine üretken yapay zekâyı uygulamak isteyen işletmelerin bu araçların mevcut erişim kontrolleriyle uyumlu olmasını sağlaması gerekiyor.
Erişim kontrolü, uyumluluk hatası riskini en aza indirmek için belirli hassas bilgileri belirli kullanıcılar veya departmanlarla sınırlandırmayı sağlıyor. Örneğin yöneticiler bir içerik yönetim sistemi kullanarak çalışan bilgilerini yalnızca İK ekibiyle paylaşmayı seçebiliyor. Benzer şekilde kurumlar üretken yapay zekâ asistanları yardımıyla çalışanlara yalnızca rollerine veya departmanlarına göre erişebilecekleri bilgileri sunabiliyor.
Üretken yapay zekâ araçları, içerik yaşam döngüsü boyunca görevleri otomatikleştirebiliyor. İşletmelerin bu araçlarla birlikte gelen güvenlik risklerini öngörmeleri ve önlem almaları kritik önem taşıyor.
Eski içerik yönetim sistemleri öncelikli olarak içerik depolamaya odaklanırken satın alma ve uygulamaya ilişkin kararların çoğunu BT liderleri alıyordu. Ancak iş akışı otomasyonu, içerik yönetim sistemlerinin giderek daha önemli bir parçası haline geldi. Bu nedenle işletmeler, otomasyona yönelik kullanım senaryolarını belirlemek için diğer iş liderlerini de karar alma sürecine dahil ediyor. Örneğin İK temsilcileri işe alım belgelerinin oluşturulması ve yeni işe alınanlara gönderilmesi için içerik yönetim sisteminden destek alarak süreci otomatikleştirebiliyor.
Günümüzde ekip liderlerinden çalışanlar için görev sistemini basitleştirmesi bekleniyor. Bu noktada teknik olmayan kullanıcıların özel iş akışları tasarlamalarına yardımcı olmak için kurumlar, az kodlu ve kodsuz geliştirme yetenekleri sunan içerik yönetim sistemleri kullanıyor. Bu araçlar, kodlama bilgisi ve tasarım iş akışlarına sahip olmayan kullanıcılara yardımcı olmak için sezgisel sürükle ve bırak arayüzleri sunuyor.
İşletmeler 2010'lardan bu yana şirket içi sistemlerden bulut tabanlı içerik yönetim sistemlerine geçiş yapıyor. Uzmanlar bu eğilimin 2024'te de devam edeceğini işaret ediyor. Daha düşük ön maliyetler, artan ölçeklenebilirlik ve uzaktan çalışma desteği gibi çeşitli avantajlar sunan bulut dağıtımları, bu sayede işletmelerin rekabette öne geçmesine de katkı sağlıyor.
Çoğu şirketin 2024'te hibrit çalışmayı desteklemesiyle birlikte bulut tabanlı içerik yönetim sistemlerine geçişin daha da hızlanması bekleniyor.
İlgili Postlar