5 Haz 2023
3 dk okuma süresi
İşletmeler, iş süreçlerini geliştirmek, ürün ve hizmetlerini daha iyi hale getirmek için yazılım ve donanım noktasında çözümlerden faydalanıyor. İşletmeler, artan kurumsal rekabet nedeniyle başarılı olabilmek için teknoloji dünyasında yeni çözümleri takip etmek ve en kısa sürede iş süreçlerine dahil etmek zorundalar. Bu noktada BT liderleri kendilerini ciddi bir karmaşanın içinde bulabilir. Bir yandan kurumsal verileri korurken, diğer yandan yeni teknolojileri iş süreçlerine entegre etmeye çalışan yöneticiler, bu artan karmaşayı yönetmek için doğru çözümleri bulmaya çalışıyorlar. Son dönemde BT liderlerinin ve kurumların, yeni teknolojilerden en iyi şekilde yararlanmalarını sağlayacak 7 önemli trendin ortaya çıktığını söyleyebiliriz. Şimdi bu trendlere yakından bakalım.
Yapay zeka teknolojisi henüz potansiyelinin başlarında olmasına karşın, şimdiden işletmeleri yeniden şekillendirmeye hazır görünüyor. Günümüzde pek çok işletme, yapay zekaya yatırım yapmaya başladı. Ancak öncelikle BT liderlerinin, mevcut operasyonlarını detaylı biçimde analiz ederek, hangi noktalarda yapay zekadan yararlanabileceklerini bulmaları gerekiyor. İşletmeler için yapay zekayı iş süreçlerine dahil etmek kolay bir dönüşüm olmayacak. Ekiplerin yapay zeka sistemlerini başarılı bir şekilde devreye alabilmesi ve yeni stratejilerle tamamen uyumlu yazılım ve veri ortamları tasarlayabilmesi için yeni yeteneklere ihtiyaç duyulacak. Yapay zeka, şirketlerin iş yapma biçimini büyük ölçüde değiştirecek. Bu nedenle artık yapay zeka yatırımları, kurumların bütçelerinde önemli bir yer tutuyor. Danışmanlık firması PwC’nin araştırmasına göre yapay zeka pazarının yarattığı toplam global değer, 2030 yılına kadar 15,7 trilyon ABD dolarına ulaşacak.
ChatGPT’nin yakaladığı muazzam başarı ile birlikte üretken yapay zeka teknolojisi cazibe merkezi haline geldi. Uzmanlara göre içerik ne kadar yapılandırılmışsa, yapay zeka araçları da o kadar iyi performans gösteriyor. Pek çok kurum, üretken yapay zekanın yaratacağı olanaklar hakkında araştırma yapıyor.
Günümüzde ChatGPT’den ilham ya da destek alan birçok sohbet robotu bulunuyor. ChatGPT, müşteri hizmetleri alanında büyük gelişmeler yaşanmasına yol açtı. Yakın gelecekte bu teknolojiyi, temel standart İK şablonlarında, yasal belgelerde, haber raporlarında, kullanım kılavuzlarında ve daha pek çok alanda göreceğiz.
Nesnelerin interneti (IoT) teknolojisi günden güne genişliyor ve işletmeler, her geçen gün daha fazla veriyi işlemek zorunda kalıyor. Bu verileri kurumsal bulut ortamlarında toplamak ve işlemek için hem yüksek maliyet hem de zaman gerekiyor. Bu nedenle işletme ağlarının uç noktalarında bir miktar yapay zekaya gereksinim duyuluyor.
Uzmanlara göre sınır bilişim teknolojisi, bu yılın önemli trendleri arasında yer alıyor. Veri işleme ve depolama yeteneklerini bulut hizmetlerinden uzaklaştırarak, yerel cihazlara veya ağ cihazlarına taşıyan sınır bilişim teknolojisinde, veriler ve hesaplama işlemleri, veri kaynaklarına yakın bir konumda gerçekleştirilir. Sınır ekosistemleri işletmeler için pek çok fırsat yaratıyor. Bu nedenle kurumların bir an evvel sınır bilişime yatırım yapmaları rekabette avantaj sağlayacaktır.
Teknolojik gelişmeler ve 5G’nin faydalarına yönelik artan farkındalık, özel mobil ağların daha fazla benimsenmesini sağladı. Düşük gecikme ve yüksek verimlilik sağlayan özel kablosuz ağlar, işletmelerin veri trafiğindeki artışa yanıt verebilmeleriyle öne çıkıyor. Araştırma şirketi Analysys Mason’a göre gelecek 4 yıl içerisinde işletmeler özel kablosuz ağlara 5 milyar dolardan fazla yatırım yapacak. 5G’nin hız avantajıyla birlikte özel kablosuz ağlar, güvenlik ve performans noktasında kurumlara değer katacak.
Günümüzde dijital dönüşüm yaklaşımı, büyük bir dönüşüm zihniyetinden, sürekli dönüşüm zihniyetine doğru ilerlemeye başladı. CIO’lar iş değerini artırmaya odaklanırken, dijital dönüşüm girişimlerini de daha fazla inceleme altına alıyorlar. Çağın hızına ayak uydurmak isteyen CIO’ların, yatırımlarını geleneksel maliyet optimizasyonu ile birlikte değer üretme ve siber risk yönetimine doğru çevirmeleri gerekiyor. Büyük ölçekli dönüşümler için, uçtan uca dijital süreçlerin inşa edilmesi ve sürekli dönüşüm zihniyetinin benimsenmesi büyük önem taşıyor.
Uzmanlara göre basit parola sistemleri, güvenlik için yeterlilik sağlamaktan çok uzak kalıyor. İnsanların güvenli ve kullanıcı dostu kimlik doğrulama deneyimi yaşamalarını sağlamak için tasarlanan FIDO2 standardı, çevrimiçi kimlik doğrulama için bir dizi açık standart ve protokolün birleşiminden oluşuyor.
FIDO2 standardı tarafından teşvik edilen parolasız kimlik doğrulama, başta kurumsal yazılım şirketleri olmak üzere iş dünyasında yaygınlaşmaya başladı. Apple, Microsoft ve Google gibi büyük oyuncular, birden çok cihaz, tarayıcı ve platformda parolasız kimlik doğrulamayı etkinleştirme planlarını duyurarak FIDO2 standardının yayılmasına yardımcı oldu. Araştırma şirketi Gartner’ın raporuna göre, 2025 yılına kadar ofis içi süreçlerin %50'sinden fazlasının ve müşteri kimlik doğrulama işlemlerinin %20'sinden fazlasının parolasız olacağı öngörülüyor. Ek olarak FIDO2, çevrimiçi erişim için hem güvenliği hem de kullanım kolaylığını iyileştirme potansiyeli bulunuyor.
Bulutta yerel uygulamalar, bulutun ölçeğinden, dayanıklılığından ve esnekliğinden yararlanacak şekilde tasarlanır ve oluşturulur. Bu noktada işletmeler, doğru platformu seçerek, yapılandırmaları veya geliştirme projelerini planlamalılar. Yaygın olarak bulunabilen API'lerin ve platform odaklı çözümlerin ortaya çıkmasıyla, CIO'lar artık altyapı, depolama, ağ ve ölçeklenebilirlik sorunları gibi konularda zaman harcamak yerine, yeniliklere odaklanabilirler. Günümüzde bulut tabanlı platformlar kurumlara çok değerli avantajlar kazandırıyor ve gelecekte de kazandırmaya devam edecek.
İlgili Postlar
Bulut maliyet yönetimi nedir?
31 Eki 2024
Dijital Dönüşüm