COVID-19 salgını yedekleme pratiklerini nasıl değiştirdi?

COVID-19 salgını yedekleme pratiklerini nasıl değiştirdi?

17 Eyl 2021

3 dk okuma süresi

COVID-19 salgını her ölçekten kurum ve kuruluşları aniden evden çalışmaya zorladı. Kapanma önlemlerinde uzaktan çalışmaya alışan pek çok organizasyon bunu sürekli bir pratik haline getirirken, salgın aynı zamanda yedekleme ve veri muhafaza yaklaşımlarını da değiştirdi.

Uzaktan çalışmak artık bir kısıtlama olarak görülmüyor. Ünlü araştırma ve yönetim danışmanlığı şirketi McKinsey, çalışanların %20'sinden fazlasının uzaktan da işyerinde olduğu kadar etkili çalışabileceğine inanıyor.

Şirketlerin ekipleri için dizüstü bilgisayarlara, modemlere ve hatta yazıcılara yatırım yapma ihtiyacı devam ediyor. Ayrıca, çalışanların farklı konumlardan kurumsal sistemlere giriş sağlaması ve verilere kolayca erişebilmesi için de ağların yeniden tasarlanması gerekiyor. Uzaktan çalışma pratiklerinin iş dünyası genelinde kabul görmeye başlamasıyla, kurumlar bilgi güvenliği ve yedekleme yaklaşımlarını yeniden gözden geçiriyor.

Konumları gereği dağınık ekiplerle çalışan kurum ve kuruluşlar, çalışanların çoğunluğunun tek bir yerde çalışmasını gerektiren düzenlere kıyasla daha esnek olabilir. Veri merkezi veya bulut temelli araçlar erişilebilir kılındığı sürece, çalışma ve iş akışı normal seyrinde devam edecektir. Ancak işi şirket dışına taşımak, veri yedekleme ve kurtarma süreçlerini de zorlaştırıyor. Bu zorlukların en başında kuruluşların artan bant genişliği ihtiyacı geliyor.

Bazı kuruluşlar, USB bellekler, sürücüler ve hatta çalışanlar tarafından satın alınan çevrimiçi depolama birimleri dahil olmak üzere farklı yedekleme birimlerini kullanmayı tercih etse de, COVID salgınının birçok kurumu bulut yedeklemeye yönelttiği görülüyor.

Yedekleme pratikleri değişiyor

Pandeminin yedekleme pratiklerini nasıl ve ne şekilde değiştirdiğini dört ana maddede inceleyebiliriz.

1. Yerel yedeklemeler ve bilgi uyumluluğu

Kullanıcılardan verileri yerel/fiziki bir sürücüye yedeklemelerini istemek, bir BT ekibinin nadiren ilk tercihidir. Ancak pandemi sırasında, özellikle ilk birkaç hafta bu tek seçenekti.

Ağ tabanlı uç nokta yedekleme araçlarının tümü pandeminin başında uzak kullanıcıları desteklemedi. Bunu yapanlar da sınırlı bant genişliği ve diğer uygulamalardan VPN erişimi için artan taleple uğraşmak zorunda kaldı.

Yazılım geliştiricilerinin uzaktaki kullanıcılar için sunduğu destekler geçtiğimiz yıl içerisinde pandemi şartlarıyla olgunlaştı. Bu nedenle BT ekipleri yedekleme yazılımlarında sunulan yeni özellikleri keşfederek süreci kolaylaştırabilecek kabiliyetler bulabilirler. Öte yandan, çalışanlar güvenli bir uzaktan yedekleme sistemine geçtikten sonra, yedekleme çözümünün bir veri uyumluluğu sorunu meydana getirmemesi için yerel yedeklemeleri güvenli bir şekilde silmelidir.

2. Buluta ve buluttan buluta yedekleme

Kişilerin bilgilerini buluta yedeklemek kurumsal VPN'lerin sınırlarını atlar ve veri koruma tuzaklarından kaçınır. Yapılan araştırmalara göre İngiltere'deki BT çözüm üreticilerinin %61'i, pandeminin başlangıcından bu yana bulut yedekleme hizmetleri kullanımlarını artırdı. %28'lik diğer bir kesim ise bilgi kurtarma konusunda bulut servis sağlayıcılarına giderek daha fazla güvendiklerini belirtti. Pandemi, şüphesiz CIO'ların elini teknik ve uyumluluk endişeleriyle zorladı. Kullanıcıların cihazlarını doğrudan buluta yedeklemek daha güvenilirken, çalışanlar için ise daha doğru kontrollerle veri koruma yönetmeliklerine uyumu kolaylaştırır.

Kuruluşlar aynı zamanda buluttan buluta yedekleme tekniğini de deneyimlemeye başladı. Gartner araştırma şirketine göre, artık daha fazla organizasyon, bulutta yerel iş yükleri ve sanal makineler de dahil olmak üzere hizmet olarak altyapı (IaaS) ve hizmet olarak platform (PaaS) için yedeklemeleri destekliyor.

Pandemi, daha kritik uygulamaları veri merkezinden buluta kaydırırken, bunların tam olarak yedeklenmesini sağlamak hayati önem taşıyor. Buluta yedekleme, BT personelinin depolamayı ve yedeklemeyi yönetmek için veri merkezine fiziksel olarak erişmesine gerek bırakmayarak, başka bir pandemi etkisiyle başa çıkılmasına da yardımcı olabileceğinin sinyallerini veriyor.

3. Merkezi yedekleme yönetimi

Pandemiyle birlikte hızlanan daha akıcı ve hibrit bilgi teknolojileri modellerine geçiş, BT ekipleri için iş yüklerini değiştirdi ve yer yer artırdı. Sonuç olarak, konumdan bağımsız olarak verileri koruyabilen merkezi araçlara duyulan ihtiyaç arttı. Bu ihtiyaca, kullanıcı verilerinin doğrudan genel buluta yedeklenmesi ve verilerin buluta sıralanması da dahil.

4. Fidye yazılımları (Ransomware)

Fidye yazılımı saldırıları, pandeminin kurumsal yedekleme stratejilerini etkileyen bir başka konu oldu. Bitdefender'ın bir araştırma raporuna göre, fidye yazılımları 2020'de %485 arttı. COVID-19 temalı kimlik avı tuzakları ile ilaç ve sağlık sektörlerine yönelik saldırılar, bu artışın büyük bir bölümünü oluşturdu. Büyük ya da küçük, tüm kurum ve kuruluşlar fidye yazılımı saldırıları tarafından hedef alınabilir. Artan fidye saldırısı tehdidi, Immutable (değişmez) depolamaların yeniden ilgi kazanmasını sağladı.

Yedekleme çözümleri sağlayıcıları ise kuruluşların verilerini güvenli bir şekilde yedeklemesini ve gerekli durumlarda kurtarmasını sağlamak için fidye yazılımı algılama, değişmez anlık görüntüler ve clean copy (temiz kopya) kurtarma teknikleri geliştiriyor. Güvenlik uzmanları, pandemi kontrol altında olsa bile fidye yazılımlarının bir tehdit olmaya devam edeceği konusunda uyarıyor.

İlgili Postlar

high tech eart

Çoklu Algılayıcı Sistemler: Çevresel İzleme ve Yönetim

27 Oca 2025

Dijital Dönüşüm
Başarı Hikayeleri
Teknik Destek ‍
444 5INV
444 5 468 ‍
info@innova.com.tr