Ağ yönetiminde en önemli 8 trend
12 Eyl 2022
4 dk okuma süresi
Ağ yöneticileri; hız, performans, çeviklik ve düşük maliyetlere giderek daha fazla odaklanıyorlar. Bu nedenle, uygun fiyata esneklik sağlayan SaaS (Hizmet olarak yazılım) çözümleri gibi bulut teknolojilerine yöneliyorlar. SaaS çözümleri belirli ihtiyaçlar için hızlı bir şekilde devreye alınabiliyor ve özelleştirilebiliyor. Ayrıca otomasyon uygulamaları ile zamandan ve maliyetlerden tasarruf edilmesini de sağlıyor.
Ağ yönetimi, her gün daha fazla verinin oluşturulduğu dijital dünyada sürekli değişime uğruyor ve gelişiyor. Ağ yöneticileri, hizmet sunumunu ve müşteri deneyimini iyileştirmek için yapay zeka, otomasyon, veri analitiği ve makine öğrenimi gibi yeni teknolojileri kullanıyor.
Ağ yönetiminin temel alanları
Ağ yönetiminde her biri farklı sorumluluklara sahip birkaç temel alan vardır. Uluslararası Standardizasyon Örgütü (ISO), ağ yönetiminde beş işlev alanı tanımlamıştır:
Hata Yönetimi: Bir aygıt veya ağ sistemi sorununu tanımlamak, düzeltmek ve bu sorunu çözmek ile ilgilidir. Arızaları, önemli kesintilere neden olmadan önce tanımlamayı ve engellemeyi içerir.
Yapılandırma Yönetimi: Yapılandırma ayarlarını izlemeyi içerir. Böylece cihazlar birbirleriyle tutarlı bir şekilde iletişimde kalırken müşteriler de gerektiğinde ayarları güncelleyebilir.
Muhasebe Yönetimi: Hangi hizmetlerin kullanıldığına ve ne kadar bant genişliği tüketildiğine göre müşterilerin doğru bir şekilde faturalandırmasını içerir.
Performans Yönetimi: Bir ağın ne kadar iyi performans gösterdiğinin izlenmesini, olası darboğazların belirlenmesini ve ortaya çıkabilecek sorunların giderilmesini kapsar.
Güvenlik Yönetimi: Sistemlere yönelik dış saldırılara ve kaza sonucu oluşan hasarlara karşı koruma sağlayan güvenlik araçlarını dağıtarak yasal gerekliliklerle uyumluluğu sağlamakla ilgilidir.
Ağ yönetiminde en son trendler
Ağ yönetiminde trendler önemli ölçüde değişiyor. Veri merkezi trafiğindeki hızlı artış ve bunun sonucunda artan ağ karmaşıklığı ve hacmiyle başa çıkma ihtiyacı, ağ yönetiminde inovasyon ve değişimin ana itici güçleri olmaya devam ediyor. Yazılım tanımlı ağ iletişimi (Software Defined Networking) ve IoT gibi yeni teknolojilerin yeni kavramların benimsenmesini sağlaması bekleniyor.
1- Bulut bilişimin yükselişi
En kapsamlı ağ yönetimi trendlerinden biri bulut bilişimin yükselişidir. Bulut bilişim ile işletmeler verilerine ve uygulamalarına her yerden erişebilir. Bu, onlara geleneksel şirket içi çözümlerden çok daha fazla esneklik ve ölçeklenebilirlik sağlar. Kullanıcılar yalnızca kullandıkları kadar ödedikleri için bulut servisleri daha uygun maliyetlidir. Buluta geçiş, şirketlerin maliyetleri artırmadan işlerini ihtiyaçları doğrultusunda ölçeklendirmesini çok daha kolay hale getirdiği için sektördeki en kritik trendlerden biridir.
2- Akıllı ağlar
Önümüzdeki birkaç yıl içinde, kendi kendini yapılandırabilen ve optimize edebilen akıllı ağlara doğru önemli bir değişim göreceğiz. Bu, yapay zeka, makine öğrenimi ve yazılım tanımlı ağ oluşturma gelişmeleri ile mümkün olacak. Bu teknolojiler, insan kaynaklı hataları azaltmaya, maliyetleri düşürmeye ve verimliliği artırmaya yardımcı olacak.
3- Çalışanların kendi cihazlarını iş için kullanması
Kendi cihazını getir (Bring your own device) trendi son yıllarda giderek daha fazla sayıda çalışanın iş için akıllı telefonlarını, dizüstü bilgisayarlarını ve tabletlerini kullanmasıyla patlama yaşadı. Bu yeni durum, BT uzmanlarının ağdaki tüm cihazları takip etmelerine ve hepsinin doğru şekilde yapılandırıldığından emin olmalarına yardımcı olabilecek daha iyi ağ yönetimi araçlarına ihtiyaç duyulmasına neden oldu.
4- Sıfır güven mimarisi
Dikkat edilmesi gereken en önemli ağ yönetimi trendlerinden biri, sıfır güven mimarisinin (zero-trust architecture) yükselişidir. Bu güvenlik modeli, tüm kullanıcıların güvenilmez olduğunu varsayar ve her kullanıcıya şirket kaynaklarına erişim izni vermeden önce doğrulama prosedürü uygular. Geleneksel güvenlik modelleri artık günümüzün karmaşık siber tehditlerine karşı etkili olmadığı için bu yaklaşım giderek daha popüler hale geliyor. Sıfır güven mimarisinin faydaları arasında gelişmiş güvenlik, azaltılmış maliyetler ve artan verimlilik yer alır.
5- Çevik iş akışı
Veri trafiğindeki ve büyük veri kümelerindeki artışla birlikte ağ yönetimi her zamankinden daha kritik hale geldi. Doğru ağ yönetimi, verilerin güvenli olmasını ve ağların sorunsuz çalışmasını sağlamaya yardımcı olabilir. Dünya Ekonomik Forumu'na göre, günlük üretilen veri miktarı 2025 yılına kadar küresel olarak yaklaşık 463 eksabayta (1 eksabyte = 1 milyar gigabyte) ulaşacak. Burada düşünülmesi gereken şey, bu kadar çok verinin nasıl depolanacağı ve karmaşık bir ağ altyapısına nasıl dağıtılacağıdır. Yeni teknolojilere her zaman hazırlıklı olmanın yolu, ağları yönetmek için çevik bir yaklaşım benimsemekten geçer. Ağları yönetmeye yönelik geleneksel yaklaşımlar, önemli değişiklikler yapılmadan önce çok uzun zaman alır. Çevik metodoloji, çalışanların farklı hedeflere sahip paydaşlardan onay veya girdi beklemeden ürünler ve hizmetler üzerinde hızlı bir şekilde yineleme yapmasına olanak tanır.
6- Bulut tabanlı analitik
Bulut tabanlı analitik araçlarının yükselişi, işletmelerin ağlarını izlemesini ve yönetmesini kolaylaştırmıştır. Gerçek zamanlı içgörülere duyulan ihtiyaç, bulut servislerin sağladığı esneklik ve hızlı ölçeklendirme gibi nedenlerle bulut tabanlı analitiğin popülaritesi artmaktadır. Büyük veri analitiği araçları, herhangi bir zamanda ağda neler olduğuna dair eksiksiz bir resim sunarak hizmette bir sorun meydana gelmeden önce önlem alınmasını mümkün kılar.
7- Yazılım tanımlı ağ iletişimi (SDN)
Yazılım tanımlı ağlar daha fazla esneklik ve çeviklik sağlar. Yazılım tanımlı ağlar önümüzdeki yıllarda giderek daha önemli hale gelecek ve daha karmaşık ağların daha verimli bir şekilde yönetilmesine olanak tanıyacaktır. İşletmeler, yazılım yükseltme gibi büyük ölçekli işlemleri her zamankinden daha hızlı ve kolay hale getiren SDN ile birlikte gelen otomasyon özelliklerinden de yararlanabilir.
8- Otomasyon ve yapay zeka
Önümüzdeki birkaç yıl içinde, ağ yönetiminde otomasyon ve yapay zeka kullanımında sürekli bir artış göreceğiz. Bunun nedeni, ağların artan karmaşıklığı, daha hızlı sorun çözme ihtiyacı ve işletim maliyetlerini düşürme isteğidir. Örneğin, otomasyon araçları, şirketin sistemlerine erişmek için bir API (uygulama programlama arayüzü) kullanarak yeni hizmetler kurma veya yazılım güncelleme gibi rutin görevleri üstlenebilir. Bu arada, yapay zeka destekli analitik ve optimizasyon algoritmaları, çok az insan müdahalesiyle veya hiç insan müdahelesi olmadan birden fazla cihazdaki günlük işlemleri izleyebilir.
İnnova’dan ağ yönetimi için yerli çözüm: Network 360
İnnova tarafından geliştirilen ağ yönetim sistemi Network 360, kullanıcı dostu arayüzlerle sunduğu gelişmiş özellikler sayesinde ağ performansını en üst seviyeye çıkarmaya yardımcı olur. Network 360, ağda bulunan yönlendirici, anahtar, erişim noktası ve sunucu gibi tüm cihazları üst düzey ağ bilgisine ihtiyaç duymadan gerçek zamanlı izlemenizi ve yönetmenizi sağlar. Ağ yöneticileri ağa bağlı tüm kullanıcılara dair bilgilere tek bir ekrandan ulaşabilir, yeni kullanıcılar ekleyebilir ve kullanıcıların ağdaki hareketlerini takip edebilir.
İlgili Postlar