2023'ün en önemli 7 dijital dönüşüm trendi
2 Oca 2023
3 dk okuma süresi
Pandemi, şirketlerin dijital dönüşüm sürecini son derece hızlandırdı. Büyük küçük her ölçekteki işletme, yeni normale uyum sağlamak ve buna bağlı olarak sürdürülebilir iş süreçleri için yatırımlarını teknolojik çözümlere yöneltti. Yeni dönemde ortaya çıkan ekonomik belirsizlikler, değişen müşteri ihtiyaçları ile birleştiğinde, işletmelerin operasyonel verimlilik, üretkenlik ve dayanıklılığa yönelik odağını artırmak için çabalarını ikiye katlamasına neden oldu.
Peki, işletmeler 2023'te operasyonel baskıların üstesinden nasıl gelecek? Verimli ve sürdürülebilir büyümeyi sağlamanın anahtarı hangi dijital dönüşüm unsurları olacak? 2023'ün en önemli 7 dijital dönüşüm trendleri şunlar:
İşletmeler otomasyonu çoktan benimsedi. Araştırmalara göre, kuruluşların %53'ü robotik süreç otomasyonunu (RPA) iş süreçlerine dahil etmeye başladı. 2024 yılına kadar otomasyonun işletme maliyetlerini %30 oranında düşüreceği ve 2025 yılına kadar otomasyon yazılımı pazarının yaklaşık 860 milyar dolara ulaşacağı öngörülüyor. İşletmelere maliyet noktasında da avantaj sağlayan otomasyon çözümleri, büyüme sürecinin en verimli biçimde gerçekleşmesine yardımcı olacak.
İşletmeler için çeviklik, bugünün ihtiyacı olsa da çoğu şirket kullandığı eski teknolojiler ve veri ambarları nedeniyle bunu başaramıyor. 2023'te işletmeler şekillendirilebilir bir kurumsal stratejiyi geniş çapta benimseyerek bu sorunu çözecek. Ekiplerin değişen pazar ihtiyaçlarına uyum sağlamak için, mevcut yeteneklerini etkin kullanmaya ihtiyaçları var. Bunu başaranlar stratejik bir şekilde müşteri sadakati ve büyüme elde edecekler.
Dijital dönüşümle beraber gelen ihtiyaçlar, BT ekipleri için daima baskı unsuru oluşturur. Ancak günümüzde dijital dönüşüm yolculuğuna çıkan şirketler için her zamankinden daha az tedarik gerekiyor. 2023 yılında düşük kodlu/kodsuz araçların yaygın olarak benimsenmesiyle BT ekiplerinin üzerindeki baskı azalacak. Araştırmalara göre bu araçlarla BT departmanlarının dijital dönüşüm projelerini hızlandırma olasılığı 2,6 kat daha fazla olacak.
Büyümeyi desteklemek, gelirleri korumak ve sadakat sağlamak için uzun süredir müşteri deneyimini (CX) iyileştirmeye odaklanan kurumlar, artık çalışan deneyimini (EX) iyileştirmenin başarı için eşit derecede kritik olduğunu fark etti. Bu nedenle 2023'te pek çok lider şirket, özellikle kesiştikleri alanlarda hem müşterilerin hem de çalışanların yolculuklarını iyileştirmenin bir yolu olarak, toplam deneyime (TX) odaklanacak. Böylece müşteri ve çalışan deneyimini en iyi hale getirecek olan şirketler, ek iş değerleri kazanacak. Tahminlere göre 2026 yılına kadar büyük şirketlerin %60'ı iş modellerini "birinci sınıf müşteri ve çalışan savunuculuğu seviyelerine" ulaştırmak üzere, TX çözümlerine yönelecek. Ayrıca, 2024 yılına kadar toplam deneyime odaklanan işletmeler, hem CX hem de EX memnuniyet ölçütlerinde, rakiplerinden %25 daha iyi performans gösterecek.
Veri, günümüzde şirketlerin cazibe merkezi konumunda yer alıyor olsa da bu durum verinin tam olarak etkin kullanıldığı anlamına gelmiyor. Veri odaklı iş süreçlerinde, eyleme geçirilebilir istihbarat oluşturmak için gereken veri varlıklarının çoğu, sistemler arasında kilitli kalıyor. 2023'te şirketlerin bu sorunu, modern ve birleştirilebilir bir entegrasyon yaklaşımıyla çözeceği tahmin ediliyor. Böylece verileri platformlar ve kullanıcılar arasında birbirine bağlayan bir veri dokusu oluşturmanın da yolu açılacak. İşletmeler, gerçek zamanlı analitiği bu veri dokusuna yerleştirerek, karar vermeyi otomatikleştirebilecek, veri kullanımını dinamik olarak iyileştirebilecek ve veri yönetimi çabalarını %70 oranında azaltabilecek.
2023'te şirketler, sürdürülebilirliklerini artırmak hedefiyle içgörüler elde etmek için operasyonlarını şekillendirebilen bir kurumsal strateji kullanarak otomasyon ve analitiği değerlendirecekler. Günümüzde üst seviye yöneticiler, çevresel sürdürülebilirlik konusunda seslerini daha fazla yükseltiyor. Teknoloji liderlerinin yaklaşık %90'ı sürdürülebilirliği kuruluşlarında önemli bir BT hedefi olarak görüyor ve önümüzdeki üç yıl içinde ilgili bütçelerin %10-20 oranında artması bekleniyor.
Dağıtılmış mimarilere ve uç teknolojilere yapılan yatırımlar, gelecekte daha büyük güvenlik risklerine yol açabilir. Buna karşılık olarak kurumlar, esnek ve birleştirilebilir bir mimarinin, geniş çapta dağıtılmış ve farklı güvenlik hizmetlerini entegre ettiği siber güvenlik ağ yaklaşımını benimseyerek, olası riskleri en aza indirecek. Analizlere göre 2024 yılına kadar bu mimariyi iş süreçlerine dahil eden işletmeler, karşılaştıkları siber tehditlerin finansal maliyetini %90 oranında azaltacak.
İlgili Postlar
Bulut maliyet yönetimi nedir?
31 Eki 2024
Dijital DönüşümYapay zeka şeffaflığı nedir?
28 Eki 2024
Dijital DönüşümStratejik inovasyon nedir?
25 Eki 2024
Dijital Dönüşüm