2021 için dijital dönüşüm öngörüleri

2021 için dijital dönüşüm öngörüleri

22 Oca 2021

5 dk okuma süresi

Dijital dönüşüm, ne kadar gerekli olduğunu koronavirüs salgınıyla hatırlatırken, 2021 için bilmeniz gereken öngörüleri ve trendleri bir araya getirdik.

Koronavirüs salgını ile insanların fiziksel olarak bir arada olması, nesnelere ve insanların birbirine teması gibi gündelik hayatta bugüne dek sorgulamadığımız eylemler, hastalığın bulaşmasında rol oynadığı için kısıtlandı. Bu kısıtlamalar sonrasında, neredeyse tüm işletmeler sundukları fonksiyonları dijital ortama taşımak mecburiyetinde kaldı.

Dijital dönüşüm süreçlerini tamamlayan işletmeler bu süreçte iş sürekliliğini koruyabilirken, birçok işletme de çeşitli sebeplerle ertelediği dijital dönüşümü başlatmak durumunda kaldı. Ciddi bir ivme kazanan dijital dönüşüm çalışmaları, 2021’de de tüm hızıyla devam edecek. Bu konudaki gelişmeler ise dijital dönüşüm yapmak isteyen işletmeler için rehber niteliği taşıyor.

2021 yılında karşılaşacağımız dijital dönüşüm trendleri ve öngörüleri

5G ile daha fazla cihaz, daha hızlı veri aktaracak

İşletmelerin ürettiği veri miktarı her geçen gün artıyor; 5G ağ hızlarında, büyük miktarlarda veri aktarımı artık sorun olmayacak. 5G ağlarının işletmelere sağlayacağı en bariz fayda, 4G'den daha yüksek veri hızlarıdır. 4G’nin maksimum teorik hızı saniyede 100 megabit ile zirveye çıkarken, 5G, 100 kat artışla saniyede 10 gigabite ulaşma potansiyeline sahip. 5G ağlarının gerçek hızları pratikte bundan daha yavaş olacak olsa da, 4G’ye kıyasla dramatik artışı beraberinde getirecek.

Bir ağ, yalnızca belirli sayıda cihazı ve veri aktarımını aynı anda idare edebilir. 5G ağları, kapasiteyi ve spektrum bandını 4G dağıtımlarına kıyasla çok daha artıracak. 5G dağıtımlarının kilometre kare başına bir milyona kadar cihazı destekleyebileceği tahmin edilmektedir, bu da işletmelerin altyapılarındaki çok sayıda cihazı desteklemelerine olanak tanıyacak. Ayrıca, 5G'nin daha geniş spektrum bandı, kullanılacak daha fazla radyo dalgası frekansı olduğundan daha fazla eşzamanlı iletime izin verecek.

İş dünyasında mobil cihazların en büyük avantajlarından biri, çalışanların her yerden çalışmasına izin vermesidir. Mobil cihazları gittikleri her yere götürebildikleri için çalışanlar işlerini ofis dışındayken bile yanlarında taşıyabilirler. 5G dağıtımlarının vaat ettiği daha yüksek veri hızları sayesinde, uzaktan çalışma pratikleri çok daha hızlı şekilde gerçekleştirilebilecek.

Yapay zekâ operasyonların vazgeçilmez bir parçasına dönüşecek

Yapay zekanın bu yıl BT yapısını birçok açıdan dönüştürmesi ve kurumsal operasyonların mihenk taşlarından birisi olarak geniş ölçeklerde benimsenmesi bekleniyor.

Yapay zekanın büyük veriyi analiz etme gücü gerçekçi olasılıkları beraberinde getiriyor. Verileri analiz etmek için birden fazla araç kullanan yapay zeka, şirketlerin, kullanıcıların satın alma eğilimleri hakkında daha iyi içgörüler kazanmasına ve rakiplerinden daha iyi performans göstererek onlara liderlik etmesine yardımcı olacak.

2021'in ortalarında çoğu kuruluşun yapay zeka ile daha veri odaklı şirketlere dönüşmesi bekleniyor. Yapay zekanın ağ performansını iyileştirme yeteneği, bu dramatik benimseme ivmesinin ana nedenlerinden birini oluşturacak. AI tabanlı sistemler, BT departmanlarının ağları daha güvenli hale getirmesine yardımcı olacak. Makine öğrenimi algoritmalarına sahip yapay zeka, ağ sorunlarını tespit edecek ve hataları düzeltecek. Ayrıca, yapay zeka tabanlı VPN yönlendiricilerinin popülerliklerini artırmaları bekleniyor. Bu yönlendiriciler, ağ tehditlerini tespit etmek ve BT sistemlerini değiştirilmiş koruma seviyeleriyle güvenceye almak için makine öğrenimi algoritmalarını kullanacak.

BT’nin önemi artacak

Salgın nedeniyle BT artık hem yönetimler hem de son kullanıcılar nezdinde daha fazla önem kazandı. Pek çok şirket, iş sürekliliğini sağlamak için BT departmanının yardımıyla yeni dijital stratejileri uyarlamaya başladı. 2021'de de BT ekipleri kurumların içinde daha önem verilen bir sese sahip olacak.

Evden ya da esnek çalışma modellerine geçiş arttıkça, çalışanlarının etkinliğini ve kullanıcı deneyimini izlemek için dijital araçlar kullanılacak. Bunu yaparken, BT altyapısının verimliliğini izleme, darboğazları hızla belirleme, veri koruma ve veri güvenliğini yönetme arasında denge kurma gibi konular da gündeme gelecek.

Çalışanlar, şirketlerin BT kararları üzerinde daha büyük bir etkiye sahip olacak. BT ekipleri eskiden karar alma süreçlerinde baskındı, ancak artık teknoloji kararlarına katılacak paydaşların sayısı artıyor. Kurumsal son kullanıcının ihtiyaçlarına odaklanmak, yenilenmiş standardizasyon çabalarının artmasını sağlayacak.

Çalışanların BT kararlarında daha fazla söz hakkı kazanmasıyla, karbon ayak izi satın alma kararlarında daha önemli bir konu haline gelecek. Geleneksel BT teknolojilerinden daha enerji verimli olan SaaS ve bulutun benimsenmesi devam edecek. Çevre öncelikli yatırımlar veya ortaklıklar talep eden çalışan ve müşteri sayısı artarken, ticari kararların da buna uyum sağlaması gerekecek.

Bulut ve SaaS’ın yükselişi hız kazanıyor

McKinsey araştırma şirketi tarafından paylaşılan veriler, şirketlerin müşteri ve tedarik zinciri etkileşimleri ile iç operasyonlarının dijitalleşmesini üç ila dört yıl hızlandırdığını ortaya koyuyor. Araştırma ayrıca şirketlerin kullandığı dijital veya dijital olarak etkinleştirilmiş ürünlerin payının yedi yıl hızlandığına işaret ediyor. McKinsey anketine katılanlar ayrıca, bu değişikliklerin çoğunun uzun ömürlü olmasını beklediklerini ve bunları kalıcı hale getirmek için şimdiden yatırım yaptıklarını belirtiyor.

Hızlanan dijital dönüşüm, SaaS çözümlerine olan talebi de hızlandırıyor. Gartner, dünya genelindeki genel bulut hizmetleri pazarının 2019'da 242,7 milyar dolardan 2020'de %6,3 büyüyerek 257,9 milyar dolarına yükseldiğini belirtiyor. Bu büyümenin en büyük faktörlerinden birisini COVID-19 sırasında yeni iş birliği araçlarına duyulan artan ihtiyaç oluşturuyor. Araştırma şirketi, SaaS pazarının 2021'de büyümeye devam ederek 120,9 milyar dolara ulaşmasını bekliyor. Ciscoya göre, 2021’de tüm bulut iş yüklerinin ve bilgi işlem örneklerinin %75'ini SaaS uygulamaları oluşturacak.

IDC FutureScape 2021 raporundaki tahminlere göre, 2021'in sonunda COVID-19 salgınından öğrenilen dersler, işletmelerin %80'inin bulut merkezli altyapıları ve uygulamaları salgın öncesinden iki kat daha hızlı bir şekilde yerine getirecek mekanizmaları kurmasına yol açacak. IDC ayrıca, CIO'ların rekabet avantajını korumak ve organizasyonu dijital olarak daha dayanıklı hale getirmek için bulut merkezli bir BT modeline geçişi hızlandıracağını tahmin ediyor.

IoT, OT, M2M teknolojileri ve bu teknolojilerin güvenliği önem kazanacak

BT altyapıları, temel kritik altyapılar arasına girecek ve bu konudaki güvenlik bilinci artacak. Operasyonel teknoloji (OT), Nesnelerin İnterneti (IoT) ve makineden makineye iletişim (M2M) trendleri hız kazanacak. Kurumlar, işletim ortamlarının güvenliğindeki boşlukları kapatmak için daha fazla çaba gösterecekler.

SASE konseptinin yükselişi

IoT ve OT cihazlarının popülaritesi artıyor ve bu teknolojiler ile her zamankinden daha fazla veri işleniyor. 2023 yılına kadar tüm cihazların yüzde 50'sinin internet bağlantılı OT veya IoT cihazları olması bekleniyor. Şayet bu artış ivmesini sürdürürse, geleneksel BT güvenliği yöntemleri geçerliliklerini hızla yitirecek. Ortaya çıkacak boşluğu dolduracak model ise Secure Access Service Edge (SASE) olacak. Gartner araştırma şirketinin işaret ettiği SASE modeli, geniş alan ağlarını ve onların güvenliğini kurumsal veri merkezi yerine doğrudan bağlantı kaynağına bir bulut hizmeti olarak sunulmasını ifade ediyor.

Bir Hizmet olarak Bağlantı (CaaS) ve kullanıcı dostu güvenlik

Pandemi, maliyetleri ve riskleri azaltmak için süreç otomasyonunu hızlandırdı. Bu süreç, bir hizmet olarak bağlantının (CaaS) 2021 yılında popüler olabileceği anlamına geliyor. Geleneksel bir altyapının sağlayamadığı hizmetlere ek olarak bu bağlantı, gelişmiş güvenlik, kullanılabilirlik ve daha fazla kontrol de sunacak.

Şirketler altyapılarını uyarlamak zorunda kalacak

Bu yıl birçok şirket uzun vadede sürdürülebilir olmayan hızlı kararlar almak zorunda kaldı. Örneğin, uzaktan erişim konusu, siber güvenlik zafiyetlerinden önemli bir konu haline geldi. Bu saldırıların önlenememesi daha fazla veri kaybına, para cezalarına, fidye ödemelerine ve sonuçta işletmeler için daha yüksek maliyetlere yol açabilir. Bunun çözümü ise altyapıları, saldırılara göre korunacak teknolojilere uyarlamak.

Koruma kalkanından tehlikeye azaltma anlayışına geçiş

2020'de birçok şirket siber güvenlik stratejisini değiştirdi. Uzun yıllar boyunca şirketler, kendilerini siber saldırılara karşı savunmak için varlıklarının etrafına duvarlar ve sınırlar inşa ettiler. Artık şirketler, siber saldırılara ve güvenlik ihlallerine karşı tepkilerini iyileştirmeleri gerektiğini fark ediyor. Stratejideki bu değişikliğin ışığında, şirketlerin Sıfır Güven (Zero Trust) çözümlerine ve anlayışına yönelmesiyle BT güvenliğinde bir değişim yaşanıyor.

Bu yıl, fidye yazılımı saldırılarının sadece karmaşıklığı artmayacak. Siber suçlular, ulus devletler veya özel kuruluşlar tarafından yeni şekillerde kullanılacak. Bugüne dek, şirketler arası rekabet amaçlı pek saldırı yaşanmadı ancak 2021’de bu durum değişebilir. Çalışanlar uzaktan çalıştığı ve şirketler uygulamalara erişmek için VPN ve RDP çözümleri kullandıkları sürece, bu riski kontrol altına almak kolay olmayacak. 2020'de eski fidye yazılımlarının yeniden canlanmaya başladığını gördük. Şirketlerin çalışanlarının güvenlik önlemleri olmadan şirket verilerine erişmesine izin vermesiyle fidye saldırılarında da artış yaşandı. Bunun karşılığında ise şirketlerin siber güvenlikte insan faktörüne eskisinden çok önem verdiklerini ve siber güvenlik farkındalığını artırmak için çeşitli çalışmalar yaptıklarını göreceğiz.

İlgili Postlar

kentsel-yesil-altyapilar-sehirlerde-doga-ile-butunlesme

Kentsel Yeşil Altyapılar: Şehirlerde Doğa ile Bütünleşme

12 Ara 2024

Dijital Dönüşüm
Başarı Hikayeleri
Teknik Destek ‍
444 5INV
444 5 468 ‍
info@innova.com.tr