29 Kas 2022
2 dk okuma süresi
Yaratıcı yapay zekanın getirdiği bir paradigma değişiminin eşiğindeyiz ancak bu sadece yaratıcılığı "hızlı ve kolay" hale getirmek olarak düşünülmemeli. Aslına bakarsınız şu anda okumakta olduğunuz bu yazı da yaratıcı yapay zeka tarafından yazılmış olabilir. Önümüzdeki 10 yıl içinde yaratıcı içeriklerin çoğunun yaratıcı yapay zeka teknolojileri tarafından üretilmesi son derece normal karşılanan bir durum olacak.
İçerik oluşturmak için yapay zeka sistemlerini kullanma fikri neredeyse 40 yıl geriye dayanıyor. 1980'lerde David Cope adlı bir bilgisayar uzmanı, Bach ve Vivaldi tarzında klasik müzik besteleyen bir yazılım (EMI - Experiments in Musical Intelligence) hazırlamayı başarmıştı. Bir diğer bilgisayar bilimci Harold Cohen ise AARON adını verdiği yazılımla etkileyici sanat eserleri ortaya çıkarmış ve sanat eleştirmenleri arasında büyük tartışmalar yaşanmasına neden olmuştu. Günümüzde yaratıcı yapay zeka uygulamalarının akademik çalışma alanından çıkıp gecikmeyle de olsa tüketici pazarına girdiği bir döneme şahitlik ediyoruz.
Yapay zeka sektöründeki en büyük atılım şüphesiz OpenAI oldu. OpenAI, firmalara çok yönlü teknolojiler sağlarken, özellikle küçük ölçekli girişimlerin geliştirdikleri ürünlerle tüketicilerine değer sunabilmesini sağladı.
Copy.AI ve Jasper gibi servisler, pazarlama metinlerinin yazımını oldukça basit bir hale getirmeyi başardı. İnsanların yazdığı metinlere benzer içerikler üretmek için derin öğrenmeyi kullanan bir dil modeli olan GPT-3 ile de özgün hikayeler, makaleler yazmak ve otomatik sohbet sistemlerini hayata geçirmek mümkün hale geldi.
DALL-E2 ile başlayan metinden görsel oluşturma servisleri de global çapta milyonlarca kişinin yaratıcı yapay zeka ile ilk temasını sağladı. Bir sonraki aşamanın ise Google’ın Imagen Video ve Meta’nın Make-A-Video servisleri gibi metinden video oluşturan yaratıcı yapay zeka uygulamaları olması bekleniyor.
Yaratıcı yapay zeka uygulamalarının, yaratıcı insanlar için iş olanaklarını azaltacağı bir gerçek. Yine de günümüzde dolgun ücretler karşılığında yaratıcı işlerde çalışanların ortaya çıkardığı iş kalitesi ile yapay zekanın iş kalitesi arasında büyük farklar bulunuyor. Yaratıcı yapay zeka, insan yaratıcılığını derinleştirme konusunda harika fırsatlar sunuyor. Akademisyenler ve teknoloji meraklısı sanatçılardan sonra artık herkes kendi yaratıcı süreçlerini zenginleştirmek için yapay zeka teknolojisinden faydalanabiliyor.
İnsanların kendilerini daha iyi ifade edebilmek için yapay zekadan faydalanması ilk bakışta bir çelişki olarak görülebilir. Ancak dijital piyanolardan Photoshop gibi fotoğraf düzenleme araçlarına kadar pek çok teknolojik araç, insanların kendisini daha iyi ifade edebilmesini sağladı. Yaratıcı yapay zeka uygulamaları da benzer şekilde düşünülebilir. Yaratıcı yapay zeka, içimizdeki potansiyeli keşfetmemize yardımcı olacak kişiselleştirilmiş bir rehber rolünü üstlenebilir.
OpenAI son derece güçlü olmasına karşın genel kullanım için uygun olduğundan, özel bir kullanım alanı için geliştirilen her yaratıcı yapay zeka uygulaması kullanıcı deneyiminde dünya çapında bir fark yaratabilir.
Teknoloji uzun zamandır iş süreçlerini hızlandırmak ve iş gücünden tasarruf etmek için kullanılıyor. Ancak bu iki konunun bilişim alanında inovasyon ortaya çıkarmanın tek amacı olmadığını unutmamak gerekiyor. Yaratıcı yapay zeka uygulamalarının sunduğu fırsatlar insan yaratıcılığını yeni boyutlara taşıyacak gibi görünüyor.
Kendimize sormamız gereken asıl soru, yaratıcı yapay zekanın mevcut yaratıcı işleri tamamen ele geçirip geçiremeyeceği değil, içinde bulunduğu sektörü şekillendirmek ve büyük kazançlar elde etmek için bu fırsatı kimlerin değerlendireceği olmalı.
İlgili Postlar
Bulut maliyet yönetimi nedir?
31 Eki 2024
Dijital DönüşümYapay zeka şeffaflığı nedir?
28 Eki 2024
Dijital Dönüşüm