1 Ağu 2022
4 dk okuma süresi
Web 3.0, internetin geleceği olarak görülse de mevcut iş modelleri üzerinde nasıl bir etkisi olacağı henüz tam olarak belli değil. Blokzincir gibi teknolojiler geliştikçe Web 3.0 uygulamaları da ilerleyecek ve iş yapış şekillerinde büyük değişimler yaşanacak. Web3 olarak da bilinen Web 3.0, daha iyi güvenlik daha fazla şeffaflık ve hesap verebilirliği ön plana çıkaracak.
Statik sayfalardan oluşan Web 1.0’dan etkileşimli ve dinamik Web 2.0’a geçişle birlikte pek çok şirket küresel pazara erişimin avantajlarından faydalanarak işlerini büyütme şansı yakaladı. Web 3.0 ile internetin nasıl bir şeye evrileceğini anlamak için bugün olduğu hale nasıl geldiğini bilmek önemli.
Tim Berners-Lee, 1990 yılında ilk web sunucusunu kurdu ve Word Wide Web'i yarattı. O zamanlar internet topluluğu, hükümet, askeri alanda çalışan araştırmacılar ve üniversite öğrencileriyle sınırlıydı.
Web 1.0, web sitelerinin en eski sürümlerini tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Alan Adı Sistemi (DNS) mevcut değildi ve kullanıcılar web sitelerine IP adresleri aracılığıyla giriş yapabiliyordu. Web sitelerinde basit bir halde metinler ve fotoğraflar yer alıyordu ve ziyaretçiler herhangi bir etkileşimde bulunamıyordu.
Web'in ilk günleri, kullanıcıların içerik ürettiği değil tükettiği bir zamandı. Sayfaların olabildiğince az dosya içermesi gerekiyordu çünkü web sitelerinin yüklenmesi dakikalar sürebiliyordu. Web 1.0 akıllı telefonlardan önce olduğu için internete sadece bilgisayarlardan erişiliyordu.
Web 2.0 dönemi 2000’li yılların başlarında başladı. Web 2.0'da sayfalar artık statik değildi ve kullanıcı için dinamik olarak oluşturuluyordu. Geniş bant erişimi daha yaygın hale geldiğinden sayfalar daha gelişmiş fonksiyonlar sunabiliyordu. Müzik ve video akışı da giderek yaygınlaştı.
Web 2.0 ile ziyaretçiler de içerik oluşturabilmeye başladılar. Myspace, Facebook, Twitter ve Instagram çıkmadan önce GeoCities gibi sosyal medyanın öncüleri vardı. Web 2.0, bloglar, tweetler ve sosyal medya ağları aracılığıyla önemli ölçüde kullanıcı etkileşimine izin verdi.
Web 3.0 ise içerik oluşturmayı platform sahiplerinin değil, yaratıcıların ellerine bırakarak merkeziyetsiz bir internete geçişi hedefliyor. Birçok yönden Tim Berners-Lee'nin web'i yaratırken hayal ettiği şey de buydu diyebiliriz.
Web 3.0 aşağıdaki beş temel bileşenden oluşur;
Semantik web: Semantik web, bir ziyaretçinin neyi amaçladığını anlamak için yapay zekayı kullanır. Böylece kullanıcı deneyiminin iyileşmesini sağlar. Anahtar kelimeler ve sayılar yerine kelimelerin anlamlarına dayalı aramaların daha doğru anlaşılması yoluyla web teknolojilerini geliştirmek için tasarlanmıştır.
Yapay zeka: Web 3.0'ın yapay zekası, kullanıcıların ne aradığını daha iyi anlamak ve daha alakalı cevaplar vermek için tasarlanmıştır.
3 boyutlu grafikler ve 3 boyutlu web: Aslında uzun yıllar önce 3 boyutlu websitesi denemeleri yapılmıştı ama çok ilkel grafiklere sahiptiler ve son derece yavaş çalışıyorlardı. Bu nedenle fazla ilgi görmediler. Günümüzde ise sanal gerçeklik teknolojisindeki ilerlemelerle birlikte 3 boyutlu çevrimiçi deneyimler yaratılabiliyor.
Blokzincir teknolojisi ve kripto paralar: Blokzincir teknolojisi ve kripto paralar doğaları gereği Web 3.0 dünyasının temel birer parçasını oluşturuyorlar. Blokzincir teknolojisi, aracıların ortadan kalkmasına ve taraflar arasında doğrudan işlem yapılabilmesine izin verir. Blokzincir teknolojisi Web 3.0’ı daha şeffaf ve güvenli hale getirmeye yardımcı olurken kripto paralar da bankalar da dahil olmak üzere tüm aracı finansal kurumları ortadan kaldırır.
Her yerden bağlanabilirlik: Web 3.0 uygulamaları, geniş bant internet, 5G ve IoT sayesinde yalnızca bilgisayarlardan değil, çok sayıda farklı cihazdan erişilebilir durumdadır.
Web 3.0'ın iş dünyası üzerindeki en büyük iki etkisi, şeffaflık ve kullanıcı/müşteri odaklılık olacak. Bu nedenle işletmelerin kullanıcı verilerini kullanma şeklinde de değişimler yaşanacak. Blokzincir teknolojisi Web 3.0'ın merkezinde yer aldığından, Web 3.0'da yer almak isteyen tüm websitelerinin blokzincir teknolojisi ile entegre olması gerekecek.
Şirketler için Web 3.0'ın bazı avantajlarını şöyle sıralayabiliriz;
· Üçüncü taraf aracılara ihtiyaç kalmaz. Blokzincir, akıllı sözleşmeler ve merkezi olmayan uygulamalar, üçüncü taraf hizmet sağlayıcılarına olan ihtiyacı ortadan kaldırır. Bu sayede işletmelerin maliyetleri düşer ve daha rekabetçi olma şansı yakalarlar.
· Her bir blok zinciri, zincirdeki herkes tarafından görülebilen, değiştirilemez bir işlem kaydıdır. Böylece şirketlerin şeffaflığı koruyarak yönetişim gereksinimlerine uymasını kolaylaştırır.
· Web 3.0, bilgisayar korsanlarının hassas bilgilere erişmesini çok daha zor hale getirir. Blokzincir verileri değiştirilemez ve manipüle edilemez. Bu nedenle işletmelerin veri hırsızlığı ve veri ihlalleri konusunda endişe duymasına gerek kalmaz.
· Web 3.0'ı kullanırken, her işlem ilgili tüm tarafların görmesi için merkezi olmayan bir deftere kaydedilir ve şirketleri doğrudan müşterilerine karşı sorumlu hale getirir. İşletmeler bu şeffaflığı müşterileriyle uzun süreli güven ilişkileri kurmak için kullanabilir. Blok zincirinde depolanan veriler değiştirilemez olduğundan, müşteriler de bilgilerin gerçek olduğunu ve değiştirilmediğini bilir.
· İşletmeler, blok zincirinin şeffaflığı nedeniyle tedarik zincirlerini Web 3.0'da kolayca izleyebilir ve takip edebilir. Üretim ve teslimat hizmetlerindeki sorunlar hızla tespit edilerek zaman yönetimi iyileştirebilir ve maliyetler azaltabilir. İşletmeler ayrıca üretim programları ve sözleşmelerin son tarihleri gibi önemli bilgileri tedarikçileriyle paylaşarak teslimat süreçlerini daha sorunsuz hale getirebilir.
Web 3.0 teknolojileri, işletmeler ve müşterileri arasındaki şeffaflığı ve güveni artırmaya yardımcı olabilir. Tedarik zincirinin gerçek zamanlı takibi sayesinde üretim sürecinin her aşamasında ürünlerinin nerede olduğu izlenebilir.
Web 3.0'ın dağıtık yapısı hem daha güvenli hem de daha ucuz olduğu anlamına gelir. Merkeziyetsizleştirme sayesinde, kullanıcı verileri tek bir yerde depolanmaz. Bu sayede saldırılara veya kayıplara karşı daha güvenli hale gelir. Merkezi olmadığı için Web 3.0 uygulamaları pahalı sunucular ve veri merkezleri gerektirmez. Bunun yerine, son kullanıcılar tarafından sağlanan bir bilgisayar ağında çalıştırılabilirler.
Web 3.0 uygulamaları, finansal işlemlerin gerçek zamanlı olarak gerçekleşmesi için Bitcoin gibi kripto para birimlerini kullanır. İşlemler, uluslararası bir satın alma işlemini gerçekleştirmek için günler sürebilen bankalar aracılığıyla gerçekleşmez. Bir kripto para birimi işlemi, saniyeler olmasa da dakikalar içinde gerçekleşebilir.
Web 3.0 ayrıca sosyal medyayı önemli ölçüde daha güvenli hale getirir. Sosyal ağlardaki verilerin sahipliği artık bir şirkete değil kullanıcılara aittir. Bu sayede kullanıcıların kişisel bilgilerinin satılması önlenmiş olur.
Aynı şekilde, bir şirketin itibarına zarar verebilecek sahte haberler de azalacaktır. Prover gibi Web 3.0 uygulamalarıyla kullanıcılar, blok zinciri aracılığıyla bir haber kaynağını doğrulayabilir.
Web 3.0'ın merkezi olmayan yapısı sayesinde merkezi sunucuların olmaması, çok daha az ağ kesintisi yaşanacağını gösterir.
Web 3.0 halen geliştirme aşamasında ve bu teknolojiyi kullanan yeni şirketler yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlıyor. İşletmeler, Web 2.0'ın aşamalı olarak kullanımdan kaldırılması ve Web 3.0'ın norm haline gelme sürecinde yaşanan dönüşümü çok yakından takip etmelidir.
İlgili Postlar
Bulut maliyet yönetimi nedir?
31 Eki 2024
Dijital DönüşümYapay zeka şeffaflığı nedir?
28 Eki 2024
Dijital Dönüşüm