9 Şub 2021
3 dk okuma süresi
Veri merkezleri, artan ağ iletişimi nedeniyle açık ağ çözümleri kullanma ihtiyacı duyuyor. Açık bulut ortamı, açık ağ ekosistemlerinin temel bileşenlerinden birisini oluşturuyor. Bu çözümler, veri merkezini daha esnek kılarken, maliyetleri düşürüyor ve servis kalitesini artırıyor.
Buluta geçiş her zaman engelsiz değildir. Ancak bu, şirketlerin büyük çoğunluğunun bu adımı şimdi veya daha sonra atmak zorunda olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Bulut, şirketlere uygulamaları farklı sağlayıcılara dağıtma ve özellikle verilerin nerede depolanacağını belirleme özgürlüğü ve esnekliği vadediyor.
Açık ağ (Open Networking) nedir?
Aslında herkes için farklı bir anlama gelse de açık ağ, temelde birbiriyle çalışabilen farklı bileşenlerin bir arada kullanılabilmesi anlamına geliyor. Ağ dünyasındaki donanımdan yazılıma doğru olan geçiş de açık ağın ortaya çıkma sebeplerinden biri olarak görülüyor.
Açık ağ çözümlerinin avantajları
Cihazlar kadar iş uygulamalarının ve süreçlerin de birbirine bağlandığı bir dönemdeyiz. Bunun bir sonucu olarak, ağlar da dönüşüm gösteriyor ve esnek, modüler, yazılım tabanlı ve çevik özellikler daha fazla karşımıza çıkıyor. Servis sağlayıcılar bu özellikleri müşterilerine sunabilmek için açık, dağıtık, otomasyon kullanan ağlarla BT sistemlerindeki bulut mimarisini güncelliyorlar. Bu da onlara aşağıdaki avantajları sunuyor:
Ağı hızla konuşlandırabilmek ve optimize etmek
Esnek bir şekilde hem kendilerine hem ekosistemlerine yeni servisler sunabilmek
Ağ servislerinin doğru ve güvenilir biçimde çalışabilmesi
Günümüzde çoğu platform, OpenStack veya Kubernetes gibi açık kaynaklı teknolojileri temel alıyor ve bunlar, birçok bulut sağlayıcısı tarafından da destekleniyor. Açık bir ağ tercih eden şirketler ise bir taşla iki kuş vurabiliyor. Zira açık ağlar, geleneksel ağ yapılarına göre daha fazla esneklik sunarken maliyetleri de düşürecek bir yapı olarak göze çarpıyor.
Şirketlerin çevik kalabilmek için stratejik hedefleri doğrultusunda buluta kendi hızlarında adım atabilmeleri gerekiyor. Bugün alınması gereken teknolojiye özgü kararların, yarın için bir sınırlama doğurmaması da bu anlamda eşit derecede önem taşıyor.
Şirketler, belirli teknik gereksinimlerine göre herhangi bir buluttaki (açık, özel veya hibrit) bir uygulamayı, iş yükünü veya verileri kontrol edebiliyor ve yürütebiliyorlar.
Şayet veri merkezinizi güncellemek istiyorsanız, "açık" terimi açık kaynaklı teknolojilerin kullanımıyla sınırlı olmamalı. Daha ziyade, ister açık kaynak ister ortak bir endüstri standardı olsun, müşterilerinizin gerçekten ihtiyaç duyduğu hizmetleri teknoloji aracılığıyla sağlamaya odaklanmak gerekiyor.
Bir şirket modernleşirken, yaşadığı değişimi şekillendirmek için görünüşte kafa karıştırıcı olabilen çok sayıda ağ oluşturma çözümü karşısına çıkıyor. Bulut teknolojisi burada sadece bir örnek. Açık ağ çözümleri, şirketlerin büyüme ve gelişme potansiyellerinden tam olarak yararlanmalarını ve dijital dönüşüm için gerekli tüm ön koşulları oluşturmalarını sağlıyor.
Buluta geçiş yöntemine karar verin
Her şeyden önce, buluta geçişte hangi yol tercih edilirse edilsin, veriler bulutta depolanırken önlenebilir maliyetlerden tasarruf edilebilmesi için önceden temizlik yapılması, yani verilerin organize edilmesi ve gereksiz verilerin elenmesi tavsiye ediliyor. Buna ek olarak, uygulama ortamının genel bir çerçevesini belirlemek de geçişi kolaylaştıran etkenler arasında sayılıyor.
Bunları gerçekleştirdiğinizde operasyonunuz için gerekli tüm uygulamaların gerçekten bulut için hazır olduğundan emin olabilirsiniz. Ardından, geçiş için aşağıdaki üç yaklaşımdan birini ya da işiniz için uygun olanları seçebilirsiniz.Yeniden barındırma
"Kaldır ve değiştir" olarak da bilinen bu yaklaşımla, uygulamalar en azından kodu değiştirmeden aktarılır. Yeniden barındırma birkaç şekilde mümkündür: Sıcak göç, soğuk göç veya toplu göç.
Soğuk göç (cold migration), verilerin aktarım sırasında erişilemez olduğu anlamına gelirken, sıcak geçiş (hot migration), uygulamaların ve iş yüklerinin kullanılabilir durumda kalması anlamına gelir. Toplu göç (mass migration) ise adından da anlaşılabileceği gibi tüm verilerin bir kerede aktarılmasını ifade eder.
Yeniden platform oluşturma
Yeniden platform oluşturma ile iş yükleri yeni platforma uyarlanır, daha yüksek performans ve ölçeklenebilirlik için optimize edilir. Ancak, uygulamanın temel mimarisi değişmeden kalır.
Yeniden düzenleme
En çok zaman alan ve yoğun kaynak gerektiren geçiş modeli, taşınan iş yüklerinin tamamen revize edildiği ve yeniden yazıldığı yeniden düzenleme adı verilen bu modeldir. Uygulamaların bulut tabanlı çerçeveleri ve işlevleri kullanmasını sağlar.
İlgili Postlar
Bulut maliyet yönetimi nedir?
31 Eki 2024
Dijital Dönüşüm