Üretken yapay zeka kurumsal stratejileri nasıl etkiliyor?
14 Haz 2023
2 dk okuma süresi
Yapay zeka teknolojisinde, üretken yapay zeka aşamasından önce uzun bir müddet kural tabanlı sistemler kullanıldı. Belirli bir amaca hizmet etmek için programlanmış bu sistemler, bir veri girdisini alır ve bu girdiye uyan bir veya daha fazla kuralı uygulayarak çalışma prensibine dayanır. Önceden belirlenmiş olan bu kurallar, öncelik sırasına göre uygulanır ve sonuç olarak bir çıktı üretilir. Üretken yapay zeka ise öğrenme ve eğitim yoluyla kendi kendilerine içerik üreten sistemleri ifade eder. Bu sistemler, verileri analiz eder ve bu verileri kullanarak benzer yeni içerikler oluşturur. Örneğin, bir üretken yapay zeka modeli, müzik oluşturmak için eğitilmişse, belirli bir müzik türüne ait birkaç örnek dinleyerek kendi başına yeni müzikler üretebilir.
Üretken yapay zeka kendi tarihinin henüz ilk satırlarını yazıyor olsa da şimdiden kişi ve kurumlar tarafından yoğun ilgi görüyor. Kişi ve kurumlar yapay zekayı doğru biçimde kullandıklarında iş gücünden tasarruf sağlayan, yaratıcı ve verimliliği artıran çözümler elde ederken, yeterince bilgi sahibi olmadan kullanılan durumlarda ise beklenen sonuçlar alınamayabiliyor.
Yapay zeka iş süreçlerini ciddi oranlarda hızlandırma potansiyeline sahip. Son derece büyük veri kümelerini çok fazla zamana ihtiyaç duymadan analiz edebiliyor. Ancak bu analizlerin neticesinde nasıl bir sonuç çıkacağı öngörülemiyor. Dolayısıyla işletmeler, olası sonuçların değeri ve başarı seviyesi hakkında tahminde bulunamıyor. Bu sebeplerle yapay zekanın yatırım getirisini belirlemek kolay olmuyor.
Günümüzde yapay zeka uygulamaları önceden belirlenmiş veri kümeleriyle eğitiliyor. Dolayısıyla yapay zeka internette serbest bırakıldığında, bu durumun nasıl sonuçlara yol açacağı tahmin edilemiyor. İnternette serbestçe dolaşan bir yapay zeka, gizlilik ya da uyumluluk gibi kuralları kolayca ihlal edebiliyor. Bu ve benzeri sebeplerden kaynaklı olarak yapay zekanın doğru biçimde çalışmasını sağlamak için, doğru veri kümeleriyle eğitilmesine gereksinim duyuluyor.
Sanatçılardan yazılımcılara, tasarımcılardan editörlere kadar birçok meslekten insanı tedirgin eden üretken yapay zeka, aslında insan ve teknoloji arasındaki mesafeyi kapatmak için bir fırsat olarak da görülebilir. Örneğin, veri bilimi yöneticilerine sentetik veriler oluşturma ve başarılı modeller üretme yeteneği sağlayarak, kurumsal projelerin dönüştürülmesine yardımcı olabilir.
Kurumlar üretken yapay zekayı, yenilikçi projeler ve teknolojik çözümler üretmek için de kullanmaya başladı. Günümüzde pek çok şirket, otonom iş modellerine yatırım yapıyor. Kurumlar yapay zekayı kullanarak optimum personelle sürdürülebilir karmaşık sistemler tasarlayabiliyor ve izleyebiliyor. Artık müşterilerin yapay zeka destekli asistanlar veya sohbet robotlarıyla etkileşime girdiği, tüm teslimat ve destek süreçlerinin otomatikleştirildiği sistemler tercih ediliyor. Yine de şimdilik hâlâ yapay zekayı verimli bir biçimde kullanmak için insan girdisi ve çıktılar için de insan doğrulaması önem taşıyor
Üretken yapay zekanın henüz potansiyelinin başlarında olduğunu unutmamak gerek. Üretken yapay zeka doğru kullanıldığında, insan yaratıcılığı ve teknolojik çözümler arasındaki uçurumu ortadan kaldırabilir. Bu teknoloji gelecekte insan hayatına çok daha fazla katkı sağlayacaktır. O gün gelene kadar şirketlerin doğru yapay zeka altyapılarına yatırım yapmaları ve çıktılar için insan doğrulamasını göz ardı etmemeleri gerekiyor.
İlgili Postlar
Bulut maliyet yönetimi nedir?
31 Eki 2024
Dijital DönüşümYapay zeka şeffaflığı nedir?
28 Eki 2024
Dijital DönüşümStratejik inovasyon nedir?
25 Eki 2024
Dijital Dönüşüm