Mobilite teknolojileri, bankacılık ve finans için yeni fırsatlar sunuyor

Mobilite teknolojileri, bankacılık ve finans için yeni fırsatlar sunuyor

3 Ara 2020

4 dk okuma süresi

Otomobilin icadından bu yana, bir yerden diğerine ulaşım şeklimiz sürekli değişime uğruyor. İlk bakışta birbirinden bağımsız gibi görünse de; mobilite teknolojileri, finans kuruluşları için ciddi etkilere sahip.

Tüketici davranışı, tüketicilerin ve düzenleyici kurumların artan çevre duyarlılığı beklentisi ve araç sahipliğinden esnek kirala-kullan modeline doğru yöneliyor. Davranışlarımız özellikle bağlantı, elektrikli motorlar ve otonom sürüş gibi gelişmelerle el ele değişimini sürdürüyor. Bunun sonucunda, eskiden pazarın mihenk taşları olan birçok ürün grubu ortadan kalkarken, istihdam kolları da değişiyor.

Sadece 50 yıl içerisinde gerçekleşen değişim bile düşündürücü: 1952 yılında icat edilen ilk araç içi telefon 16 kilogram ağırlığındaydı ve yeni bir otomobilden 3 kat daha pahalıydı. Günümüzde satışa sunulan yeni otomobillerin yüzde 95’i ise kablosuz bağlantı teknolojileriyle dış dünyaya bağlanabiliyor. Diğer yandan, ilk uçan taksinin 2025 yılında teknik olarak mümkün olması bekleniyor. Önümüzdeki 15 yılda, benzinli ve dizel otomobillerin tüm otomobillere oranının yüzde 25’e düşmesi bekleniyor. Aynı süreçte “paylaşılan mobilite” uygulamalarının ise 5 kat artacağı öngörülüyor.

Mobilite alanındaki gelişmeler her geçen gün gözle görülür hale geliyor. Hatta öyle ki, artık sokağa çıktığımızda dijital olarak birbirine bağlı ve anında mobil uygulamalar aracılığıyla kiralanabilen otomobiller, elektrikli bisikletler ve scooter’lar görüyoruz.

Sahiplikten mobil servislere geçiş

Bireysel sahiplikten mobilite servisleri ile talep üzerine kullanım platformlarına geçiş, daha az özel aracın alınmasına ve bunun yerine, daha çok filo araç kiralanmasına sebep oluyor. Otomobil üreticilerinden gerçekleştirilen direkt filo satın almaları, gelecekte otomobil alım satım ticaretinin hacmini küçültebilir.

Öte yandan, elektrikli araçların daha uzun servis ömrü ve şehir içi ulaşım için geliştirilecek paylaşımlı scooter benzeri yeni yöntemlerin, sahiplikten ihtiyaç halinde kullanma davranışına geçişi artıracağı öngörülüyor.

Alım gücü yüksek tüketicilerin, gelecekte bağlantılı araçlar için çok daha fazla harcama yapması bekleniyor. Üstelik paylaşımlı mobilite, bugünkünün aksine, bir araç edinirken trafik ve yakıt harcaması gibi konuların dert edilmesini de gerektirmiyor. Bu da yolcuların toplu taşıma yerine, giderek daha fazla paylaşımlı araçlara yönelmesini teşvik ediyor. Tüm bunlar, finansal ürünlere gösterilen taleple doğrudan bağlantılılar.

Günümüz bankacılığı değişen mobiliteden nasıl etkileniyor?

Günümüzde bireysel bankacılık için bir hayli kârlı ürünler olan araç kredisi ve sigortasının gelecekte bugünkü hacminin önemli bir bölümünü kaybetmesi bekleniyor. Bugünün mobilite ortamında, özel otomobil satın alımları, genellikle profesyonel ya da ailevi bir değişim nedeniyle kişinin hayatındaki yeni bir safhaya geçişini sembolize ediyor. Tüketicinin bankayla etkileşimine sebep olan bu gerekçeler, artan paylaşımlı servislerle azalacak.

Ancak bunların yerine yenilerini koymak da bankaların elinde. Örneğin kurumsal müşteri bankacılığında mobil devrimin faydaları daha bugünden hissedilebiliyor. Bir yandan, mobilite platformlarının artan finans ve sigortalama ihtiyaçları ortaya çıkıyor, öte yandan teknoloji ve ürün inovasyonlarıyla bezenmiş yeni iş modellerinin finansman ihtiyacı için yine kurumsal bankacılık finansman sağlıyor.

Gelecekte, filo finansman ve sigortalama ürünlerinin finans kuruluşları için çok kazançlı ürünlere dönüşmesi bekleniyor. Üstelik, akıllı şehirlerde dijital ve ulaşım altyapısındaki güncellemeler doğrultusunda, toplu taşıma servisleri de köklü devrimlere ev sahipliği yapabilirler.

Finans tarafındaki bir başka değişimin ise mobil ödemelerin hacmindeki azalma olması bekleniyor. Ancak bu ödemelerin meblağları azalırken sıklıklarının artacağı öngörülüyor. Yüksek meblağlı nakit para transferlerinin yerini ise esnek abonelik modellerinin ve istek üzerine ödenen küçük meblağların alacağı düşünülüyor.

Finans kuruluşları için fırsatlar

Bankalar, mobilitede yaşanan bu değişimlerden büyük faydalar sağlayabilirler. Ancak bunun için doğru ortaklıkların kurulması, yeni dönemin ihtiyaçlarını karşılayan ürünlerin geliştirilmesi ve değişen ortamda tutarlı risk değerlendirilmelerinde bulunulması, olumlu değişimin ön şartları olarak görülüyor.

Talep üzerine mobilite platformlarıyla ortaklıklar

Bankalar, dönüşümün sebep olduğu bireysel müşterileri, tüketicilerin yoğunlukla tercih ettiği mobilite platformlarıyla yapacakları iş birlikleriyle geri kazanabilirler. Öte yandan, mobilite platformlarını ve onlarla ilişkili hizmetleri fonlamak, bu girişimlerle hissedar olarak büyümek ve yeni nesil mobiliteyi şekillendirmek gibi noktalarda büyük bir potansiyel olabilir. Yakın gelecekte bankaların bu alanlarda yetkinlik kazanması ve hızla ortaklıklar kurması bekleniyor.

Tüketicilerin kullandığı araçlarda varlık göstermek

Otomobil ticaretinin hacmi azaldıkça, bu alana özel ürünler geliştiren finansal servis sağlayıcılarının avantajı da azalıyor. Geleneksel bankalar, bu gelişme ışığında hem kısıtlı ürün yelpazesine sahip finans kuruluşlarıyla hem de doğrudan araçları tüketicilere sunan firmalarla farklı iş birliklerine imza atabilirler.

Bugüne dek herhangi bir aracın eğlence ve bilgi sisteminde ön yüklü gelen bir finans uygulaması mevcut değil. Oysaki mobilite ödemeleri (yakıt, geçiş ücretleri vb.), servis ve aksesuarlar, performans ve konfor geliştirmeleri hem araç üreticileri hem de finans kuruluşları için çok güçlü bir satış potansiyeli taşıyor.

Yeni mobilite ürünleri

Mobilite platformları üzerinde etki sahibi olmayan ya da araçların içine giremeyen finans kuruluşları da yeni mobilite ortamını hedefleyen ürünlerle başarılı olabilirler. Araç kredileri daha esnek ödeme ve şart modelleriyle, tüketicilerin artan esneklik talebine yanıt verilebilir. Öte yandan; kiralama servislerine üyeliği, bakımı, sigortayı ve hatta kış lastiklerini kapsayan modüler mobilite paketleri, yalnızca otomobil üreticileriyle çalışan bankaların tekelinde kalmak zorunda değil. Tüketiciyle ulaşabilen tüm bankalar, bu alanda akılcı ve ihtiyaç doğrultusunda ürünler geliştirebilirler.

Kurumsal tarafta ise elektrikli otomobillerdeki potansiyel göze çarpıyor. Günümüzde bu araçlar, akıllı telefonlarımızdakine benzer, kısıtlı bir lityum-iyon pil teknolojisiyle çalışıyor. Dünyanın dört bir yanında sayısız girişim ve teknoloji / otomotiv devi, var olan pil teknolojisini geliştirmek ya da yeni bir pil üretebilmek için aralıksız çalışıyor. Bu noktada, doğru iş birliklerini kuran bankalar da mobilite devriminden kazançlı çıkabilirler.

İlgili Postlar

Gomulu-odeme-sistemleri-musteri-sadakatini-nasil-etkiliyor

Gömülü ödeme sistemleri müşteri sadakatini nasıl etkiliyor?

31 Eki 2024

Fintek
Başarı Hikayeleri
Teknik Destek ‍
444 5INV
444 5 468 ‍
info@innova.com.tr