28 Nis 2017
3 dk okuma süresi
Türkiye'deki işletmelerin tamamına yakını birden fazla banka ile çalışıyor. Aynı anda onlarca hesabı yönetmek zorunda kalan muhasebe bölümlerinin hayatını kolaylaştırmanın bir yolu var mıdır?
Bankacılık hizmetleri modern işletmeler için kaçınılmaz bir ihtiyaç ve gereksinim. Müşteriler ve iş ortakları ile gerçekleşen ticari işlemlerin tamamında bankacılık kanalları büyük öneme sahip. İşletmeler günlük süreçlerinde fiziksel paraya dokunmak zorunda kalmıyor olabilirler ancak çalıştıkları farklı bankaların onlarca hesabını yönetmek hiç kolay bir süreç değil.
İşletme dünyası uzun yıllardır tüm farklı banka hesaplarını tek bir merkezden yönetmenin hayalini kuruyor. Ancak bankacılık sektörü güvenlik öncelikli bir dünya olduğu için bu verilerin ve bunun ötesinde bu verilere bağlı işlemlerin dışarıya açılması kolay bir süreç değil. Ancak Avrupa Birliğinde 2018 yılında yürürlüğe girecek olan PSD2 düzenlemesi ile birlikte yeni bir dönem başlayacak.
Nedir bu PSD kavramı?
Payment Services Directive (PSD), yani Türkçe karşılığı ile Ödeme Hizmetleri Kanunu Avrupa Birliğinde ilk olarak 2009 yılında yürürlüğe giren bir düzenleme. Ödeme çözümleri alanında bankacılık sektörü dışındaki girişim ve şirketlerin de faaliyet göstermesini sağlamak ve düzenlemek üzere hazırlanmış bir kanun. Türkiye’de ise aynı düzenlemeler 6493 Sayılı Kanun olarak 2013 yılında yürürlüğe girdi. Aradan geçen zaman zarfında Avrupa Birliği bu düzenlemeyi geliştirerek 2016 yılında PSD2 adı ile güncelledi ve 2018 yılından itibaren Avrupa Birliği içindeki tüm bankaların bu düzenlemeye uymasını mecburi kıldı.
PSD2 neden bu kadar önemli?
PSD temel olarak bankacılık sektörü dışındaki işletmelerin ve girişimlerin ödeme faaliyetlerine izin veriyordu. PSD2 bu düzenlemeleri genişletirken bankaların, müşterilerine ait hesapları için API servisleri vermesini mecburi hale getiriyor.
API (Application Programming Interface – Uygulama Geliştirme Arayüzü) servisleri sayesinde bankanın dışındaki işletmeler kendi yazılımları ile bankaya bağlanarak müşterilerin verilerine ulaşabiliyor. Hatta bunun ötesinde bankacılık işlemlerine yönelik komutları bankalara gönderebiliyorlar. Elbette bu sistemin çalışabilmesi için API erişimi sağlayacak şirket ve yazılımların gerekli güvenlik düzeyine sahip olması ve müşterilerin bu işlem için izin vermesi gerekiyor.
PSD2 ile gelen API erişimi neden önemli?
Bu sorunun cevabını bir örnek ile vermek anlaşılmasını kolaylaştıracaktır. Örneğin Ahmet 21 yaşında bir üniversite öğrencisi olsun. İki farklı bankada hesabı ve iki farklı kredi kartı olan Ahmet yeni bir girişim olan Cuzdanio’ya bu hesaplarına API servisleri ile erişim izni versin. Bu durumda Cuzdanio Ahmet’in tüm harcamalarını ve banka işlemlerini takip ederek yaptığı harcamaları analiz etsin ve Ahmet’in çok istediği Londra seyahati için nasıl tasarruf yapabileceğine dair Ahmet’i yönlendirsin.
Bu örnekte gördüğümüz seçeneklerin sınırını sadece hayal gücümüz belirleyebilir. PSD2 ile gerek bireyler gerekse kurumlar için katma değerli servisler sağlayabilecek yüzlerce yeni girişim ve fikir ortaya çıkabilir.
PSD2 ile gelen API servislerinin işletmeler açısından önemi
İşletmelerin onlarca farklı bankadaki pek çok farklı hesabına API servisleri ile erişebilen ara çözümler işletmenin konsolide olarak hesaplarını görmesine, talimat vermesine imkan tanıyabilir. Bankaların değişken maliyetleri göz önüne alındığında o anda en uygun EFT maliyeti hangi banka tarafından öneriliyorsa böyle bir sistem ile o teklif değerlendirilebilir. Muhasebe bölümlerindeki çalışanların onlarca farklı banka hesabı ve arayüzü yerine tek bir arayüzden tümünü yönetebilir ve insan kaynakları açısından da önemli bir verimlilik artışı sunar.
Türkiye’de PSD2
Daha önce belirttiğimiz gibi Türkiye’de PSD düzenlemesi 2013 yılından itibaren 6493 Sayılı Kanun ile uygulamaya girdi. Ancak PSD2 için henüz bir adım atılmadı. Yani Türkiye’de faaliyet gösteren bankaların API servislerini açması gibi bir yasal zorunluluk henüz yok. Bu sebeple maalesef Türkiye’deki işletmelerin farklı banka hesaplarını ayrı ayrı yönetme mecburiyeti devam ediyor.
Alternatif çözüm var mı?
Bu noktada yasal bir düzenleme olmadığı için profesyonel yazılım çözümleri devreye girmek zorunda kalıyor. Bu çözümlerden birisi de İnnova tarafından müşterilerine sunulan PayFlex Platformundaki Bank Interface Gateway (BIG) çözümü.
İnnova Payflex Big uygulama arayüzünden bir ekran görüntüsü
7/24 kesintisiz çalışan sistem, 256 Bit SSL ve HSM ile güvenlik seviyesi sunuyor ve yapılan bankacılık işlemlerine ait para transferlerinde alıcılara yönelik hızlı kayıt işlemleri ile süreçlerin daha hızlı işletilmesini sağlayacak çeşitli avantajlar sunuyor.
Şu anda 12 banka için entegrasyon imkanı sağlayan PayFlex BIG’in en büyük avantajı ise eğitim gerektirmeyecek şekilde tasarlanmış kolay kullanıcı ekranları.
Ancak bankaların uymak sorunda olduğu, kendi API servislerini sundukları, PSD2 gibi bir düzenleme olmadığı için PayFlex BIG uygulaması temel olarak kullanıcısının online bankacılık erişim bilgileri ile bankaların web arayüzlerine ulaşıyor ve buradaki verileri çekerek kendi üzerinde birleştiriyor. Bu yaklaşım sebebiyle İnnova bünyesinde çalışan profesyonel mühendislik ekibi, bankaların kendi web arayüzlerinde herhangi bir değişiklik yapması durumunda, hızlı şekilde gerekli müdahaleyi yaparak PayFlex BIG sistemini güncel tutuyor.
İnnova Payflex Big uygulama arayüzünden bir ekran görüntüsü
Türkiye’de henüz PSD2 düzenlemesinin ne zaman hayata geçeceği belli değil ancak bu noktada işletmeler geçmişten gelen sorunları ile boğuşmak zorunda da değil. İhtiyaçlar ve profesyonel yetenekler bir araya gelerek aradaki boşlukları doldurabiliyor ve ihtiyaçlara yönelik çözümleri sunabiliyor.
İlgili Postlar