20 Nis 2021
2 dk okuma süresi
Bulut çözümleri, finans sektörü için dijitalleşme adına önemli bir katalizördür. KPMG'nin "Cloud Monitor 2020” başlıklı finans sektöründe bulut bilişim kullanımı çalışmasına göre, tüm finansal hizmet sağlayıcıların neredeyse yarısı bulut bilişim ürünlerini kullanıyor.
Finans kuruluşları her geçen yıl bulut teknolojisine daha fazla yatırım yapıyor olsa da güvenlik endişelerinden dolayı, genellikle kritik verileri buluta aktarma konusunda pek istekli değiller. Çalışmaya göre, finans kuruluşlarının yüzde 78’i yalnızca kritik olmayan verileri ve bilgileri buluta taşıyor. Cloud Tech isimli platformun 2019 yılında ABD’de gerçekleştirdiği başka bir araştırma ise finans kuruluşlarının buluta taşıma konusunda isteksiz oldukları verileri ortaya koyuyor. Buna göre ilk iki sırada müşteri bilgileri (%53) ve şirket içi finansal veriler (%55) yer alıyor.
Bankalar buluttan neden çekiniyor?
Birçok banka, özel bulutta hangi bilgilerin saklanması gerektiği, genel bulutta nelerin saklanabileceği, farklı veri katmanlarının nasıl güvence altına alınması gerektiği ve gizli verilerden nihai olarak kimin sorumlu olduğu konusunda birbirinden farklı yaklaşımlar izliyor.
İlgili düzenlemeler ve karmaşık çevrimiçi tehditler çoğalmaya devam ettikçe, yaklaşımların ortak bir noktada buluşması güç görünüyor. Peki finans kuruluşlarını bu konuda cesaretlendirmenin yolu ne olabilir? Bazı karmaşık iş süreçlerinin yönetiminde bulut tabanlı uygulamaların getirdiği kolaylıkları deneyimlemek, bankaların buluta bakışını değiştirebilir mi?
Bu konudaki en işe yarar adım, bankaların bulutu kullanarak üstlendikleri riskler hakkında daha fazla bilgi edinmeleri. Kurumların, belirlenen riskleri kendi içlerinde ve gerekirse bağımsız kuruluşların desteğiyle değerlendirmesi bu konuda ilk adım olabilir. Ayrıca riskleri azaltma adına alınabilecek önlemleri içeren bir karar verme sürecini takip etmek de faydalı olabilir. Bu tip risk değerlendirmelerinin odak noktası, çoğunlukla veri güvenliği ve kişisel verilerin korunmasıdır. Bulut çözümlerinin konseptini ve mimarisini, ilgili yasalarda belirtilen veri koruma gereksinimlerini ve ilgili önlemleri dikkate alarak sıkı bir şekilde planlamak ise bu zorlukları aşmayı sağlayacaktır.
Bulut tabanlı tahsilat çözümleri, avantajları belirginleştiriyor
Kurumlar, bulut için çok uygun olan ve ilk adımda kritik olmayan verileri işleyen seçilmiş bir uygulama ile bulut bilişime adım atabilirler. Bu, son derece hassas bilgiler veya iş açısından kritik uygulamaları buluta taşımadan önce deneyim kazanılmasını sağlar.
Tahsilat süreçlerini bulut tabanlı bir uygulamaya taşımak bu bağlamda bankalar için iyi bir deneyim olabilir. Bu noktada, İnnova PayFlex Kurum İşlem Merkezi çözümü ile bankalar tahsilatlarına aracılık yaptıkları kurumların farklı altyapıları için özel çözüm üretmekten de kurtulabiliyorlar. PayFlex Kurum İşlem Merkezi (KİM), kurumlara fatura tahsilatı ve TL yükleme işlemleri için sürekli maliyet oluşturan çalışma yüklerini minimize eden bulut tabanlı bir çözümdür.
Uygulamanın bulut ortamında çalışması sayesinde, her zaman güvenli ve yüksek performanslı bir sisteme sahip olunur. Çözümün bulut tabanlı olmasının bir diğer artısı da başlangıç yatırımının son derece düşük olmasıdır. Her bir kurum ile ayrı ayrı mutabakat yapma gerekliliğini ortadan kaldıran PayFlex Kurum İşlem Merkezi (KİM) ile çalışmaya başladığınızda, İnnova'nın bulut teknolojilerindeki tecrübesi ile her zaman yüksek performanslı bir altyapıya sahip olursunuz ve güncelleme, optimizasyon gibi konularda ek çaba sarf etmeniz gerekmez.
Tek altyapıdan kolay yönetim
PayFlex Kurum İşlem Merkezi (KİM), bulut tabanlı olmasının getirdiği artıların yanında, kullanıcısına farklı açılardan pek çok fayda sağlıyor. Örneğin entegre olduğunuz tek yapı PayFlex KİM altyapısı olduğu için, kurumların yapacağı güncelleme ya da değişikliklerden etkilenmezsiniz. Tahsilatına aracılık yaptığınız kurumların farklı yapıları ve iletişim sistemleri için tek tek ayar yapmak zorunluluğu ortadan kalkar. Mutabakatları kurumlarla değil, PayFlex KİM ile yapacağınız için, süreçleriniz çok daha hızlı gerçekleşir ve mutabakatlar sırasında uyuşmazlıklar çıksa dahi, bunlar sistemdeki modüller ile tespit edilir ve kolayca çözümlenir. Ayrıca Felaket Kurtarma Merkezi özelliği, verilerinize her koşulda erişmenizi sağlayarak kullanılabilirliği artırır.
İlgili Postlar