16 Nis 2013
1 dk okuma süresi
Yükselen bir ekonomi olan Türkiye'nin büyüme trendine uyum sağlayacağından kuşku yok.
En fazla kullanıcıya hizmet veren ve en yaygın hizmet ağına sahip olan kurumların kamu kurumları olması, e-yaşama geçişte e-devletin rolünü ortaya koyuyor. Zincirin en zayıf halkası kadar güçlü olması veya bir çarkın dişlileriyle gerçek potansiyeline kavuşması gibi örneklerden hareket edecek olursak, e-devletin kapladığı yeri ve önemini daha net ortaya koymuş oluruz.
Gartner Mart ayında yayımladığı bir raporda, Orta Doğu ve Afrika ülkelerindeki kamu sektörünün BT ürün ve hizmetlerine yaptığı harcamalarla ilgili tahminlerinde 2013 yılında yüzde 2.3’lük bir artışla 17,7 milyar dolara yükseleceği ifade ediliyor.
Büyük resim gayet umut veriyor. Yükselen bir ekonomi olan Türkiye’nin de bu büyüme trendine uyum sağlayacağından kuşku yok.
Ancak bu rakamlar içinde bulunduğumuz durumu anlamak için yeterli değil. YASED’in geçtiğimiz yılın sonundaki raporunda Türkiye’nin Bilgi ve İletişim Teknolojileri (BİT) alanındaki harcamaları 17 ülke ile kıyaslanıyor. Buna göre Türkiye, kamu BİT harcamaları toplam kamu harcamalarına oranlandığında 0,4’lük bir sonuçla karşılaşarak en geride kalan ülke oluyor. Listenin ilk sırasında ABD var ve Türkiye, Doğu Avrupa ülkelerinin de gerisinde kalıyor. Bu rakam cesaret kırıcı olarak görünse de kamu bilgi ve teknoloji yatırımlarının 10 yılda yıllık ortalama yüzde 16 artarak 573 milyon TL’den 2012 yılı itibarıyla yaklaşık 2,5 milyar TL’ye ulaştığını da eklemeliyiz.
Kamu BİT yatırımlarında en büyük payı eğitim alıyor. 2012 yılında en fazla ödenek ayrılan BİT projelerine bakıldığında ilk sırada 803 milyon TL ile Fatih Projesi geliyor. Bunu ilkokullarda bilgisayar sınıfı kurulumu ve T.C. Kimlik Kartı projesi izliyor.
Kamu sektöründe e-yaşama geçişin sadece kamu sektörüne değil Türkiye’nin geneline bir hız ve gelişme getireceği yine rapor verilerinden ortaya çıkıyor. Bilgi ve iletişim sektörlerindeki bir birimlik büyüme ülke ekonomisi için 1,8’lik bir büyümeye katkı sağlıyor.
Elde ettiğimiz rakamlar eşliğinde e-yaşama geçişte hızla ilerlediğimiz bir yolda olduğumuz ancak dünyanın farklı ülkeleriyle aramızdaki gelişmişlik farkını kapatmak için bu hızın yeterli olmadığı sonucuyla karşılaşıyoruz. Türkiye’nin dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmesi ve bu listede kalıcı olması ancak bilgi ve iletişim teknolojilerine daha fazla önem verilmesiyle mümkün olacaktır.
İlgili Postlar
Bulut maliyet yönetimi nedir?
31 Eki 2024
Dijital DönüşümYapay zeka şeffaflığı nedir?
28 Eki 2024
Dijital Dönüşüm