Sunduğu avantajlarla birlikte son yıllarda cazibe merkezi haline gelen dijitalleşme, işletmeleri adeta rekabette tutuyor. Özellikle pandemi dönemi itici güç olsa da araştırmalar gösteriyor ki işletmelerin %77’si dijital dönüşüm yolculuğuna, Covid 19’un etkilerinin zayıfladığı son iki yılda çıktı. Bu şirketlerin ise sadece %27’si dijitalleşme sürecini tamamlayabildi. 

İşletmeler eski araçlarını aşamalı bir biçimde yeni teknolojilerle değiştirebilir ancak bu hamleler, dijital dönüşümü tamamlamak için yeterli değildir. Kurumlar en yüksek verimi elde edebilmek ve süreci tamamlayabilmek için dijitalleşmeyi kültürel olarak da benimsemelidir. 

Dijital dönüşüm, yeni araçları ve teknolojileri uygulamanın ötesine geçiyor. Bu sebeple şirketler, öncelikle departmanlar arasındaki iletişimi ve iş birliğini teşvik eden sağlam bir DevOPS kültürü uygulamalılar. 

DevOPS kültürü nedir, avantajları nelerdir?

Yazılım geliştirme ve işletme ekipleri arasındaki işbirliğini, iletişimi ve sorumluluğu artırmayı hedefleyen DevOps kültüründe ekipler, yakın bir şekilde çalışırak yazılım geliştirme sürecini birlikte yönetirler. DevOPS’un kullanılmadığı sistemlerde geliştiriciler, kodu yazar ve test eder. Ardından yazılımı dağıtması ve yayınlaması için operasyon ekibine iletir. Ancak çok sayıda kod teslimatı ve bölümlere ayrılmış sorumluluklar, sürecin uzamasına yol açar. Ayrıca nihai ürünün sorumluluğu karışıktır ve ortaya çıkan herhangi bir sorun, kimseye yardımcı olmayan bir suçlama oyununa dönüşebilir. Buna karşın DevOPS kültürü, yazılım geliştirme ve işletme ekipleri arasındaki işbirliğini ve otomasyonu artırarak birçok avantaj sağlar. Öncelikle hızlanan ve gelişen yazılım dağıtım süreci sayesinde, ürünler müşterilerle daha hızlı bir şekilde buluşur.

DevOPS kültüründe yer alan otomasyon ve işbirliği yaklaşımı, yazılımlardaki hataların daha hızlı tespit edilmesine ve düzeltilmesine yardımcı olur. Bu sayede daha yüksek kaliteli ve güvenilir yazılımlar daha kısa sürelerde geliştirilebilir. Verimliliği son derece artıran DevOPS, işletmelerin rekabet gücünü artırarak daha başarılı olmalarını sağlar.

DevOPS’un kalbi iletişimdir ve ekipler iletişim kurdukça daha etkili bir biçimde çalışır. Daha hızlı yanıt süreleri, daha hızlı ürün ve hizmet geliştirme, DevOPS’un yenilikçi, rekabetçi ve çevik kültürünün bir parçasıdır. 

DevOPS’un AIOps’a ihtiyacı var mı?

Sürekli yazılım üretme ve iyileştirme süreci, müşteriler açısından son derece olumlu olsa da, bu tempo DevOPS ekiplerini bilgiye boğduğu için işlerini zorlaştırıyor. Büyük veri setleri ve karmaşık sistemlerdeki olayların ve sorunların daha iyi anlaşılması ve yönetilmesi için tasarlanan AIOps (Artificial Intelligence for IT Operations - BT Operasyonları için Yapay Zeka), yapay zeka ve makine öğrenmesi teknolojilerinden faydalanır.

Geleneksel BT ekipleri, sorunları çözmek ve sistemleri yönetmek için birçok manuel işlem kullanır. Ancak bu işlemler genellikle yavaş ve hatalı olabilir. AIOps, bu işlemleri otomatik hale getirerek, verileri daha hızlı ve doğru bir şekilde analiz eder. Böylece BT operasyonlarının daha hızlı ve verimli bir şekilde yönetilmesini sağlar.

AIOps, izleme bilgilerini tek bir platformda merkezileştirir. Bu sayede DevOps ekipleri, tüm sistemleri kolayca takip edebilir. AIOps, makine öğrenimi algoritmalarıyla farklı araçlardan gelen verileri özetler ve olay yaşam döngülerini belirler. DevOps ekipleri, olası sorunları canlı yayına geçmeden önce çözerek zamandan ve paradan tasarruf edilmesini sağlar. Ayrıca düzeltmelere daha az zaman harcanması, dijital dönüşüm girişimlerini hızlandırma noktasında çalışmak için daha fazla vakit yaratır.

Dijital dönüşüm, günümüzün sürekli değişen dijital dünyasında güncel kalmak için kritik öneme sahiptir. Ancak DevOps kültürü entegre edilmeden, bu dönüşüm tamamlanmış sayılmaz. Ekipler ancak iletişim kurduğunda ve birlikte çalıştıklarında, üretkenliği ve çalışma süresini artırabilirler. Böylece işletmenin kârlılığına da katkı sağlarlar. AIOps'u DevOps kültürüne dahil etmek, işletmeleri dijital dönüşüm çabalarında başarıya ulaştıracaktır.