24 Mar 2017
3 dk okuma süresi
Türkiye’de teknoloji dünyasına dair haberler veren Webrazzi, son birkaç yıldır bir etkinlik dizisi de düzenliyor. Bunların sonuncusu Webrazzi Dijital 2017 adıyla 8 Mart’ta İstanbul’da gerçekleştirildi. İnnova FinTek Sadakat Çözümleri ekibinden Emre Vardar ile katıldığım etkinlikteki konuşmalar, yakın gelecekte özellikle dijital pazarlama dünyasının nasıl dönüşeceğine dair örnekler de içeriyordu.
Düzenlenen oturumlardan ilkinde İş Bankası adına konuşan Bireysel Bankacılık Pazarlama Müdürü Burak Sezercan ve Kartlı Ödeme Sistemleri Müdürü Serkan Uğraş Kaygalak, büyük veriyi mobil ile birleştiren çalışmalarından ve ‘aracısızlaştırma’ yaklaşımlarından bahsetti. Fiziksel kartın kullanımını geçici olarak kapatma özelliği uygulamaları hırsızlık ya da kayıp kart vakalarına karşı kullanıcı deneyimini artıran bir uygulama olarak dikkat çekiciydi.
Accenture Türkiye adına şirketin Yönetici Ortağı Erdal Güner’in açıkladığı “Dijitalleşme Endeksi 2016” ise önde gelen sektörlerdeki şirketlerin dijital dönüşümü nasıl algıladığını göstermesi açısından önemliydi. Dijital strateji (plan digital), hizmetler (go digital) ve operasyonel etkinlik (be digital) ekseninde yapılan çalışmaya göre Türkiye ortalaması yüzde 61 seviyesinde. Bankacılık sektörü burada açık ara önde görünüyor. Güner, bunun Türkiye’ye özgü bir durum olduğuna dikkat çekti. Araştırmadan öne çıkan bir diğer konu ise, dijital endeksi yüksek olan sektörlerin ağırlıklı olarak son tüketiciye temas eden sektörler olması. B2B’ye odaklananlar ise nispeten daha düşük seviyede. Bu da, bu alandaki kurumların dijital dönüşüm için daha hızlı ve etkin olmaları gerektiğini gösteriyor.
Dijital dönüşüm şirketinize ne kazandırır?
Accenture’un araştırmasına göre, dijitalleşme endeksindeki her 10 puanlık artış, şirketlerin faiz ve vergi öncesi kârını yüzde 1 yükseltiyor. Bu oran, aynı zamanda dijital dönüşüm yatırımlarının neden katma değer yaratan bir çalışma olduğunu kanıtlıyor.
Dijital ekonominin, dünya ekonomisinin yüzde 22,5’ini oluşturduğunu düşünürsek tüm dünyada bu alanda önemli bir hareketliliğin olduğu görülüyor. Akıllı telefon kullanıcılarının, cihazlarını günde ortalama 150 kez eline aldığı gerçeği şirketlerin müşterilerine dijital kanallardan ulaşmasının neden kritik bir konu olduğunu gösteriyor. Accenture, dijitalleşme yolculuğuna girecek şirketlere sunduğu öneri listesi ise şu şekilde;
Durum tespiti yapın ve yol haritanızı oluşturun
Doğru yönetişim yapıları ile gelişiminizi sürekli izleyin
Doğru temelleri atın
Dijitalleşmeyi kullanarak şirketinizi farklılaştırın
Makro ölçekte işbirliği yapın
Startup’lar işinizi kolaylaştırmak için geliyor
Etkinliğe katılan startup seviyesindeki şirketlerin ortak noktası ise hizmet verdikleri alandan çok odaklandıkları konseptti. Hemen hepsi “aracısızlaştırma” odaklı çözümlerle yerlerini almışlardı. Elbette bu süreçte mobilin etkisi oldukça fazlaydı. “Mobile sells” kavramını yeni dünyanın bir trendi olarak kabul etmek gerek.
6 megatrende ne kadar hazırsınız?
Tam da bu noktada, Dünya Ekonomik Forumu’nun 2015 sonlarında açıkladığı “Technology Tipping Points and Societal Impact” başlıklı raporuna değinmekte fayda var. Bilgi ve iletişim sektöründeki 800’den fazla yöneticiyle görüşülerek hazırlanan çalışma, 2020 sonrasında yaşamımıza girecek megatrendleri açıklıyor.
Özellikle 2022 sonrası ciddi bir hareketlilik beklenilen rapora göre veri depolama teknolojilerindeki çığır açıcı yenilikler, -bugün DNA’da bilgi depolanması araştırmaları yapılıyor- 5G ile daha fazla hayatımıza girecek nesnelerin interneti, üç boyutlu yazıcıların insan sağlığında kullanılarak “insanın yedek parçası yok” sözünün kısmen de olsa geçerliliğini yitirmesi göze çarpan başlıklar. Örnekleri bugünden görülen akıllı şehirler, otonom sürüş yeteneğine sahip otomobiller ile Blockchain temelli teknolojiler ve kripto para birimleri rapordan yansıyan diğer konular.
Peki bu 6 megatrend nedir ve nasıl bir dönüşümü beraberinde getirecek?
İnsanlar ve internet: Giyilebilir teknoloji ürünleri ya da deri altına yerleştirilmiş cihazlar ile iletişim.
Bilgisayar, iletişim ve depolama: Veri depolamada fiziksel sınırların aşılması, bulut bilişim ve güçlü iletişim altyapısı ile neredeyse sınırsız veri depolama alanları.
Yapay zeka ve büyük veri: Yapay zeka uygulamalarının hemen her sektörde kendini göstermesi, büyük veri analizlerinde gelişmiş çözümler.
Paylaşım ekonomisi ve bilgi güvenliği: Uber, Airbnb gibi günümüzün popüler servislerinin artmasıyla paylaşım ekonomisi hacminin artması. Ortak platformları kullanan üçüncü parti uygulamaların erişiminde karşılaşılabilecek veri hırsızlığı vakalarına karşı bilgi güvenliği önlemlerinin artırılması.
Yaygınlaşan dijitalleşme: Fiziksel dünyaya ait nesnelerin özel yazılımlar ve üç boyutlu yazıcılar ile kolayca üretilebilecek hale gelmesiyle yalnızca endüstriyel anlamda değil evlerde ve insan sağlığını korumada kullanımı.
Şimdi burada durup yanıtlanması zorunlu şu soruyu soralım: “Siz ve şirketiniz bu megatrendler sonrası oluşacak yeni dünyaya ne kadar hazır?”
İlgili Postlar
Bulut maliyet yönetimi nedir?
31 Eki 2024
Dijital DönüşümYapay zeka şeffaflığı nedir?
28 Eki 2024
Dijital Dönüşüm