6 Nis 2022
3 dk okuma süresi
Her CIO'nun dijital stratejisinin ön saflarında yer alan modern BT altyapısının; çevik, esnek ve ölçeklenebilir olması istenir. Bununla birlikte ortada çok sayıda seçenek olması bazen karmaşıklığı da beraberinde getirebilir.
İçinden geçmekte olduğumuz yıkıcı değişim ve dönüşüm dönemi aynı zamanda yanıltıcı pazarlama aktiviteleri için de uygun bir ortam oluşturuyor. IT yöneticilerinin satın alma kararı vermeden önce ürünün sundukları ile kendilerine satış temsilcisi tarafından vaat edilenin tam olarak örtüşüp örtüşmediğine fazlasıyla dikkat etmesi gerekiyor. Bu yazıda dijital dönüşüm konusunda en çok yanılgıya düşülen 5 ana başlığı ele alıyoruz.
Bulut gerçek bir yerdir
Bulut, BT ile ilgili çeşitli ölçeklenebilir ve esnek hizmetlerin internet aracılığıyla tüketicilere sunulduğu bir bilgi işlem modelidir. Bulutu geleneksel BT altyapısındaki bir depolama ya da bilgi işlem merkezi gibi düşünmemeniz gerekir. Bulutu bir konum olarak değil, esnek olarak tasarlanmış hizmetlerin uygulamalar oluşturmak için bir araya geldiği yeni bir bilgi işlem paradigması olarak düşünmelisiniz.
Mevzuata uygunluk, gecikme süreleri, çevrimdışı erişim ihtiyacı gibi pek çok farklı sebeple uygulamalarınızı ya da verilerinizi halka açık bulut servislerine taşıyamayabilirsiniz. Ancak bu durum bulut modelini kullanamayacağınız anlamına gelmez. Bir bulut servis sağlayıcısından anahtar teslim bir hizmet alabileceğiniz gibi kendi şirketinize ait bir bulut servisi de kurabilirsiniz. Eğer halka açık bir bulut servisi kullanmayı düşünüyorsanız aşağıdaki soruları göz önünde bulundurmalısınız;
Halka açık bir bulut servis kullanırsak ne gibi faydaları olacak?
Halka açık bulut servisleri kullanmak yasalarla, regülasyonlarla ya da uyumlulukla ilgili problemler yaşatır mı?
Kullandığımız dağıtık uygulamalar halka açık bulut servislerindeki gecikmeleri tolere edebilir mi?
Bütün altyapıyı bütünleşik olarak yönetmek mümkün olacak mı?
Altyapı bağımsız olarak inşa edilmelidir
BT altyapısı kurmak isteyen şirketler uzun yıllar boyunca sunucu, yönlendirici ve depolama cihazları gibi bileşenlerin her birini farklı tedarikçilerden temin edip kendi altyapılarını bağımsız olarak kendileri kurmak için uğraştılar. Günümüzde herhangi bir efor sarf etmeye gerek kalmadan anahtar teslim hazır bir altyapı satın almak çok daha verimli bir tercih olarak görülüyor. Bu konuda karar vermek için cevaplamanız gereken sorular ise;
Anahtar teslimi bir sistemin operasyonel faydaları nelerdir? Bu faydalar yapılan yatırımı haklı çıkarır mı?
Kendi altyapınızı kuracak ve işletebilecek uzmanlarınız var mı? Eğer varsa, bu uzmanların vaktini bu şekilde kullanmak mantıklı mı?
Otomasyon tasarruf sağlar
Altyapı otomasyonu artık şirketler için isteğe bağlı bir seçenek değildir. Modern BT altyapılarının büyüyen ölçeği ve artan karmaşıklığı sonucu elzem bir hale gelmiştir. Buna rağmen pek çok kuruluş altyapı otomasyonunu sadece daha az para harcamanın bir yolu olarak görme eğilimindedir. Otomasyonun ana hedefi çalışan sayısını azaltarak maliyetleri düşürmek değil, iş süreçlerini dönüştürmek olmalıdır. Altyapınızı daha ucuza getirmek için değil daha iyi hale getirmek için otomatikleştirmelisiniz. Bu noktada cevaplamanız gereken sorular ise şunlar olmalı;
Altyapı otomasyonu ile hizmet kalitesini iyileştirebilecek misiniz? Örneğin, daha az hata ile karşılaşmak ya da daha iyi uyumluluk sunmak mümkün olacak mı?
Müşterilerinize değer katabilecek misiniz?
Otomasyon sayesinde hangi maliyetleri azaltacak ya da ortadan kaldıracaksınız?
Hangi yeni maliyetler eklenecek?
Altyapı otonom olabilir
Bazı satıcılar, manuel işlemlerin yerini alan yapay zekâ destekli otonom bir altyapı sunduğunu iddia edebilir. Gerçek bir otonom altyapıdan söz edebilmek için sistemin kendi kararlarını kendisi vermesi gerektir. Mevcut teknoloji ile bu teorik olarak bile mümkün değil.
Gerçekte, operasyonlar için yapay zekâ (AIOps), çalışanların karar vermesi için destek işlevi görür. Örneğin, makine öğrenimi algoritmaları, çok büyük miktarda veriyi tarayarak bir insanın asla bulamayacağı korelasyonları bulabilir. AIOps, kaynakların ne zaman tükeneceğini tam olarak belirlemek veya arızaların temel nedenini belirlemeye yardımcı olmak gibi tahmine dayalı analitikte de üstündür. AIOps araçları, belirli koşullara yanıt olarak önceden tanımlanmış rutinleri bile yürütebilir. Tüm bunlara rağmen AIOps, bağımsız olarak bir çözüm geliştiremez veya bulduğu sorunları insan müdahalesi olmadan düzeltemez. Bu nedenle, AIOps potansiyel olarak çok faydalıdır, ancak otonom değildir. Burada kendinize şu soruları sormalısınız:
Otomatik karar desteğinden nerelerde yararlanabilirsiniz?
AIOps uygulamaları, mevcut otomasyon zincirinizle nasıl bütünleşecek?
Botların ve otomatik komut dosyalarının davranışını nasıl yöneteceksiniz?
Değişime hazırsınız!
Gerçek şu ki, çoğu organizasyon modern bir BT altyapısına ve işletim modeline geçiş yapmak için gerekli donanıma sahip değil. Kıdemli BT personelleri arasında yeni teknolojiler konusunda uzmanlığa sahip olmayanlar hala çoğunlukta. Bazı modernizasyon girişimlerinin, yetenekli çalışan eksikliği nedeniyle iptal edildiğini biliyoruz. Teknik bilgisi yüksek kalifiye eleman bulmanın zorluğu her geçen gün artarken kuruluşlar bu eksikliği mevcut çalışanlarına eğitim yatırımları yaparak kapatmayı tercih edebiliyorlar. Aşağıdaki sorulara vereceğiniz yanıtlar nasıl bir yol izlemeniz gerektiğini ortaya koyacaktır.
Hangi yeni rollere, ekiplere ve organizasyonel yapılara ihtiyacımız olacak?
Bunun için şirket kültürümüzü nasıl değiştireceğiz?
Çalışanlarımızı ve yöneticilerimizi yetenek geliştirme programlarına nasıl teşvik edeceğiz?
Özetle, herkesin diline dolanan trend teknolojilere hemen yatırım yapmayın ama neler vadettiğini de mutlaka değerlendirin. Bir teknolojiye ne kadar az aşina olursanız, değerlendirme süreciniz o kadar kritik hale gelir. Teknik uzmanları erkenden ve sık sık işe dahil edin ancak kararlarınızı ortaya çıkan işin sonuçlarına göre verin.
İlgili Postlar
Bulut maliyet yönetimi nedir?
31 Eki 2024
Dijital Dönüşüm