DevOps güvenliğinde kurumları bekleyen 3 önemli risk
24 Oca 2023
2 dk okuma süresi
Siber saldırılar her geçen gün şiddetini artırırken, kurumlar siber güvenlik yatırımlarına daha çok öncelik vermek zorunda kalıyor. Siber saldırıların artan hacmi ve karmaşıklığı nedeniyle, kodlama yapma baskısında da orantılı bir yükselme yaşanıyor. Bu sebeple DevSecOps, işletmelerde standart haline geliyor.
Kurumlar DevSecOps’u hızla benimsemesine rağmen güvenlik endişeleri sürmeye devam ediyor. Pek çok şirket, çevik bir güvenlik operasyonu kurmanın zor olacağını düşünüyor. DevSecOps, güvenliği DevOps ardışık düzenleriyle birleştirmeyi sağlasa da işletmeler birçok problemle karşılaşabiliyor. DevOps güvenliğinde en sık karşılaşılan sorunları 3 başlıkta değerlendirmek mümkün.
Günümüzde güvenlik duruşundaki en belirgin boşluklardan biri, kimlik bilgilerinin erişim yönetimi ortamına hakim olduğu düşüncesidir. Modern geliştirme ortamları, karmaşık mikro hizmet ağlarını, bulut konteynerleri ve verilere sürekli erişen süreçleri içerir. Manuel güvenlik erişim onaylarının böyle bir ortamda hiç şansı yoktur.
Makine kimlikleri hibrit çoklu bulut ortamlarına dağılmış bir biçimde görev yaparlar. Amaçlarına ulaşabilmek için de diğer iş yüklerine ve hizmetlerine bağlanırlar. Bir iş yükü hangi bulutta çalışırsa çalışsın, kontrol erişimi ayrıcalık düzeylerinin tutarlı olması kritik önem taşır. Aksi halde güvenlik kör noktaları ortaya çıkabilir. DevSecOps, gerçek çalışma süreçlerinde altyapı ve süreç değişikliklerine ihtiyaç duyar. Günümüzde, tam zamanında kimlik bilgisi erişimi ve sıfır güven ilkelerinin kurulması, bu soruna güçlü çözümler sağlar.
Birçok güvenlik ilkesi, yöneticilerin her erişim talebini gerçek zamanlı olarak doğrulamasından dolayı, manuel yürütme disipliniyle çalışır. Otomasyon, DevOps işlem süreçlerinin tamamında kendini gösterir. Ekiplerin erişim taleplerini karşılamaya çalışması, bir çığ ile mücadele etmeye benzer. Bu tabloyla ilgili bir diğer büyük sorun da geçici erişim isteklerini izleyememektir.
DevOps’un kapsayıcı ortamı, son derece hızlı biçimde ve sık sık ölçeklenebileceği ve değişebileceği için oldukça dinamiktir. Dolayısıyla bu dinamik sürece geleneksel araçların yetişmesi son derece zorlaşır. Örneğin, bir Kubernetes kapsülü, tüm kaynakların yeniden kullanılabilmesi için birkaç dakika çalışır ve otomatik olarak ortadan kalkar. Bununla beraber Kubernetes, kötü niyetli insanlar için önemli bir saldırı alanı sağlar. Güvenlik ekipleri genellikle açık kaynak değişikliklerine ayak uydurmakta zorlanır ve uzun rampa süreleri (çözümün başlayacağı ana kadar geçen süre), potansiyel güvenlik ihlallerine neden olur.
Geleneksel güvenlik duvarları, çoklu bulut ortamlarındaki gerçek zamanlı tehditleri göremedikleri için fayda sağlayamazlar. Riskleri en aza indirmek için doğru araçları kullanmak ve güvenlik sürecinin daha fazla bölümünü otomatikleştirmek gereklidir.
Geliştiriciler her ne kadar yüksek kaliteli kod sunmak isteseler de yeterli güvenlik bilgisine sahip değillerse bu durum istenen sonucun alınamamasına neden olur. Geliştirme yeteneği ve güvenlik becerileri, aralarında az bir fark olsa da temelde ayrı dünyalardır. Bu sebeple işletmeler en iyi güvenlik çözümleri konusunda geliştiricileri eğitmeye ve iş birliğini artırmaya öncelik vermelidir. Ayrıca geliştirme ekiplerinde kıdemli çalışanlar, genç geliştiricilere rehberlik yapabilir. Şirketlerin güvenlik ekipleriyle canlı veri ihlali tatbikatları gerçekleştirmesi ve sızma testleri gibi güvenliği ön plana alan çalışmalar, kurumun DevSecOps noktasındaki gelişimine katkıda bulunacaktır.
DevSecOps bulut ortamlarında kimin neyi, ne zaman ve nasıl yaptığının tek bir yönetim arabirimi aracılığıyla kontrolünün sürdürülmesini sağlayan çoklu bulut güvenlik yönetimi, birden çok genel ve özel bulutta kaynakların izlenmesine yardımcı olur. Uygulamaların ve iş yüklerinin tek bir arabirim üzerinden kontrol altında tutulmasına olanak tanıyan çoklu bulut güvenlik araçlarıyla, iş yüklerini bir bulut ortamından diğerine geçirmek, örneğin Kubernetes kümelerini taşırken çok daha yönetilebilir hale gelir.
Dolaşımda bu kadar çok bulut ortamı bulunmasından dolayı şirketler, sağlam ve çevik güvenlik sistemlerine ihtiyaç duyuyor. Ancak günümüzde, geliştiriciler ve güvenlik ekipleri arasındaki koordinasyon eksikliğine yönelik hızlı bir gelişim mevcut değil. DevSecOps harika bir başlangıç olsa da, şirketlerin kazanımları görmeden önce, daha iyi süreçler tasarlamak için daha derinlere inmesi gerekiyor.
İlgili Postlar