25 Haz 2021
4 dk okuma süresi
COVID-19 salgınıyla uzaktan çalışmanın yaygınlaşmaya başlaması sonrası yöneticiler, salgının kurum ve operasyonlarına yaptığı etkileri asgari düzeye indirmek için teknolojiye güvenebileceklerini kısa sürede gördüler. Çünkü mevcut süreçlerin aksamadan sürmesi ve iş yapılan tüm paydaşların iletişim sorunu yaşamadan birlikte çalışabilmesi için işlerin önemli bir kısmının online’a taşınması artık bir tercih değil zorunluluk haline gelmişti. Dolayısıyla salgın esnasında fiziksel operasyonlarını durduran ya da askıya alan birçok şirket, geç kaldıkları dijital dönüşümlerini başlatmak zorunda kaldı.
Evden çalışmaya başlayan profesyonellerin birçoğunun şirketlerinin dijitalleşme çabalarından başlıca beklentisi, ofislerindeki ergonomik çalışma düzenlerini, kesintisiz ve çok yüksek hızlı internet bağlantılarını, takım arkadaşlarıyla uzaktan kolaylıkla birlikte çalışma kabiliyetini ve en önemlisi kaybettikleri verimi geri kazanmak üzerineydi. Bu noktada BT yöneticilerin üzerindeki sorumluluk büyüktü.
Şirketlerin alt yapılarının uzaktan ve dağıtık çalışma düzenini desteklemesini sağlamak için yazılım ve donanım araçlarında gerekli iyileştirmeleri yapmaları gerekti. Yeterli ağ bant genişliğinin kullanılabilirliğini sağlamak için ağ kaynaklarının izlenmesinden mevcut uzaktan çalışma yazılımı lisanslarının gözden geçirilmesine kadar BT departmanları çalışanları yeni döneme hazırlamak için güncellemeler yaptılar. Yine uzaktan çalışma ile artan güvenlik açıklarını önlemek de bu dönemde dijitalleşme konusunda öncelikli gündem maddelerinden bir diğeriydi.
COVID-19'un dijital dönüşüm üzerindeki 10 önemli etkisi
Salgın sonrası çalışma hayatının yeni düzenine ayak uydurma ve dijitalleşme konusunda atılan bu adımların genel bir değerlendirmesini yaptıktan sonra; gelin COVID-19'un dijital dönüşüm üzerindeki 10 önemli etkisinin detaylarına bakalım.
1. Dijital altyapıların güçlendirilmesi için gaza basıldı
Çalışanların önemli bir çoğunluğunun uzaktan çalışacağının kesinleşmesi sonrası BT yöneticileri şirketin online’daki varlıklarını güçlendirmek üzere çalışmalar yapmaya başladı. Bu süreçte firmanın çalışma alanına göre e-ticaret tarafındaki varlıklardan tedarik zinciri sistemlerinin dijital alt yapılarının güçlendirilmesine kadar pek çok teknolojik yatırım yapıldı.
2. Şirket içi dijital projeler geçici olarak ertelendi
Şirket bilgi kaynaklarına erişmesi gereken uzaktaki çalışanların sayısının artması nedeniyle, bazı BT yöneticileri, planladıkları yeni çalışma düzeni için ihtiyaç duyulan teknolojik araçların kullanımı ve çalışanların yeni düzene adaptasyonu üzerine mesai harcadılar. VPN erişimi ve ağ bant genişliği gibi teknolojik kaynakların kullanılabilirliğini sağlamak bu süreçte öncelikler arasındaydı. Uzaktan çalışma kaynakları dağıtıldıktan sonra, BT yöneticileri dijital dönüşüm tarafındaki diğer projelerine devam edebildiler.
3. Müşteri beklentilerini karşılamak için kullanıcı dostu uygulamaların kullanımı arttı
Kısıtlamalarla birlikte evde daha fazla vakit geçiren tüketicilerle olan ilişkilerde şirketler kullanıcı deneyiminde taviz veremezdi. Bu bağlamda birçok şirket, başarılı dijital iş modellerinin ayırt edici özelliği olan kullanıcı dostu sistemlere ve uygulamalara öncelik vermeye başladı. Özellikle e-ticarette halihazırdaki sistemlerde çok kanallı deneyimi geliştirmek üzere yapılan çalışmalar bu dönemde öne çıktı. COVID-19’un beklenmedik bir etkisi olarak e-ticaretle tanışan yaşlı kullanıcılar için arayüzler sadeleştirildi. Bankalar ise digital onboarding ile müşterilerin şubeye gitmeden banka müşterisi olmasını sağlayan yeni bir inisiyatif başlattı.
4. Güvenli uzaktan çalışma için yatırımlar artırıldı
Uzaktan çalışma ile birlikte şirketler siber saldırılara karşı daha kırılgan ve savunmasız hale geldiler. Çalışanların kişisel cihazlarından iş ağlarına erişimi güvenlik tehditlerini artırdı. Evlerin oturma odasındaki dijital altyapılar, suçlular için fırsat teşkil ettiğinden, bu alandaki saldırılar da salgın öncesine göre ciddi oranda arttı. Bu noktada şirketler uzaktan çalışmayı destekleyen bulut tabanlı ve güvenli sistemlere yöneldiler. Ayrıca çalışanlarına BT güvenliğinde bireysel farkındalık kazanabilmeleri adına eğitimler aldırdılar.
5. Yama yönetiminin önemi arttı
Pandemide, özellikle sistem performansı ve güvenliğinin artan uzaktan kullanıcı sayısından etkilenebileceğini gözeten şirketler verimli bir yama yönetimi programının önemini daha iyi anladılar. Yazılıma yapılacak yamaları daha organize bir şekilde ele alabilmeyi ve ağ altyapısının daha güncel tutulup olası saldırılardan korunmasını sağlayan yama yönetimi pandeminin BT operasyonları üzerindeki etkisiyle birlikte çok daha da önemli hale geldi.
6. Self servis uygulamaları öne çıktı
Dijital dönüşümün önemli faydalarından biri, kaynaklara erişimi iyileştiren self servis uygulamaların devreye alınmasıdır. Bu uygulamalar müşteri deneyimini iyileştirmek konusunda önemlidir. Self servis ile müşteriler, bir firmanın web sitesinde alışveriş yapmak, ürünleri ve fiyatları karşılaştırmak ve işlemleri tamamlamak gibi daha fazla faaliyet gerçekleştirebilirler. Self servis uygulamalara pandemi ile birlikte artan ilgi bu dönemde müşteri self servis faaliyetleri ile ortaya çıkan verilere erişim sağlanmasıyla daha büyük bir anlam kazandı. Şirketler bu verileri daha sonra satın alma tercihlerini ve diğer ölçümleri belirlemek için analiz ederek kullandılar.
7. Tedarik zinciri süreçlerindeki verilerin kullanımı önem kazandı
Pandemi nedeniyle online alışverişe artan ilgi tedarik zincirlerini önemli ölçüde etkiledi. Kurumlar gelişmiş e-ticaret platformlarını kullanarak, artan talepleri karşılamak için tedarik zincirlerini gerektiği gibi analiz etmek ve değiştirmek için uygulamalardaki verileri kullanabileceklerini fark ettiler.
8. Çalışan deneyimini iyileştirmek için İK ve BT arasındaki koordinasyon güçlendi
Uzaktan çalışma ile birlikte şirketlerin İK departmanları insanların fiziksel ve yüz yüze temas olmadan etkileşimde bulunmasının getirdiği yeni zorluklarla karşı karşıya kaldı. Uzaktan çalışmanın getirdiği stres, iş ve özel yaşamın dengesinin bozulması, çalışanların şirkete ve şirket kültürüne bağlı kalmasını sağlamak için artan e-öğrenme ihtiyacı bu zorluklar arasında öne çıkanlar oldu. Bu noktada çalışanların mümkün olan en olumlu iş deneyimine sahip olmalarını sağlamak için BT ile İK departmanları daha koordineli bir şekilde çalışmaya başladılar.
9. Veri analizinde artan yapay zeka kullanımı rekabet avantajı getirdi
Yapay zeka ve makine öğrenimi, dijital dönüşümün başarısında giderek daha önemli bir rol oynuyor. Örneğin, yapay zeka teknolojisinin kullanımı, gelişmiş e-ticaret platformlarından gelen verileri analiz etme yeteneğini büyük ölçüde artırıyor ve bu da daha iyi bir müşteri deneyimini sağlayarak şirkete rekabet avantajı getiriyor.
10. CIO rolünün dönüşümü
Dijital dönüşüm ve pandeminin etkisi, CIO rolüne BT operatörlüğünden iş stratejisi uzmanına doğru giden yolda on yıllık bir ivme kazandırdı. CIO'lar, ileri teknoloji platformları hakkındaki bilgileri ve teknik ekiplerinin yeni teknolojilerle ilgili deneyimleri sayesinde şirketin iş hedeflerine ulaşmada en önemli oyuncular haline geldiler. Pandeminin ardından da CIO'lar, uzaktan çalışma ve dijital dönüşüm teknolojilerinin kullanılması gibi "yeni normal" çalışma dinamiklerinde kilit roller oynamaya devam edecekler.
İlgili Postlar
Bulut maliyet yönetimi nedir?
31 Eki 2024
Dijital DönüşümYapay zeka şeffaflığı nedir?
28 Eki 2024
Dijital DönüşümStratejik inovasyon nedir?
25 Eki 2024
Dijital Dönüşüm