22 Kas 2022
3 dk okuma süresi
Müşterilerine, iş ortaklarına ve çalışanlarına daha iyi hizmet vermek isteyen kuruluşlar giderek daha fazla iş uygulamasını buluta taşıyor. Şirket ve müşteri verilerine bağlı ürün ve hizmetlerin artan kullanılabilirliği aynı zamanda siber saldırılara maruz kalma riskini de artırdığından, bulutta güvenliği sağlamak her zamankinden daha önemli bir hale geliyor. Bulut Güvenlik Duruşu Yönetimi (CSPM - Cloud Security Posture Management), daha iyi iş sonuçları veren yenilikçi bulut teknolojilerinin kullanılmasını sağlarken güvenlik risklerini de azaltmaya yardımcı oluyor. Şirketiniz iş yüklerini buluta taşırken güvenliği etkili bir şekilde yönetmek için kullanabileceğiniz 5 önemli yöntemi aşağıda bulabilirsiniz.
Dijital dönüşüm çalışmalarına önem vermek, özellikle son birkaç yıldır başarının anahtarı olarak kabul ediliyor. Bulut hizmetlerinin ölçek ekonomisini temel alarak donanım, altyapı ve teknik destekle ilgili işleri üstlenmesi, kuruluşların kendi uygulamalarını geliştirmeye daha fazla odaklanabilmelerini sağlıyor.
Bulut hizmetlerinin kullanımı, geliştiricilerin uygulamalarını esnek altyapı üzerinde mikro hizmet tabanlı mimarilerle oluşturabilmelerini ve sürekli entegrasyon ve sürekli teslimat (CI/CD - Continuous Integration / Continuous Delivery) süreçleriyle bulutta sunabilmelerini sağlıyor.
Güvenlik duruşunuzu yönetmek için temel güvenlik önlemlerini bulut ortamının karmaşıklığına ve yeni tehditlere göre uyarlamak gerekiyor. Kuruluşlar, buluttaki iş yüklerinin güvenliğinden sorumlu olsa da bulut servis sağlayıcıların da platformlarının güvenliğini garanti altına alması gerekiyor.
Bulut bilişim ve buluta özgü teknolojiler, üretkenliği ve inovasyonu artırarak oyunun kurallarını değiştirme potansiyeline sahiptir. Güvenliğin stratejik olarak ele alınması ve hem BT hem de operasyonel stratejilerin ayrılmaz bir parçası olması gerekir. Güvenlik sorunları, birden fazla ekibi etkileyen operasyonel sorunlardır. Hedefleri belirlerken ve kullanılacak teknoloji seçilirken iş birliği yapmak esastır.
Bulut tabanlı teknolojilere geçiş tamamen hız ve verimlilikle ilgilidir ancak teknolojiyi seçme konusunda acele ederseniz, riskleri yönetmek için proaktif olarak bir strateji oluşturmak yerine reaktif davranmak zorunda kalabilirsiniz.
Teknoloji satın alma kararlarına birden fazla ekibin katılması sürecin uzamasına neden olsa da teknik borçların ve olası güvenlik sorunlarından kaynaklanan maliyetlerin azaltılmasına yardımcı olur.
Bulut uygulamaları üzerine yapılan araştırmalar, çoğu kuruluşun çoklu bulut stratejileri kullandığını gösteriyor. Ayrıca çoğu kuruluşun hibrit bulut ortamlarına geçtiği ve iş yüklerini genel bulutların yanı sıra şirket içi veri merkezlerinde de sakladıkları biliniyor. Bu tür kullanımlarda uygun yapılandırmaları yapmak, uyumluluk standartlarını karşılamak ve bulut ortamları arasında tutarlı politikalar belirlemek en önemli zorluklar olarak görünüyor.
Farklı bulut ortamları farklı güvenlik araçlarına ve yeteneklerine sahiptir. Bulut servis sağlayıcıları kendi platformları ile uyumlu araçlar yardımıyla ek güvenlik teklifleri sunabilir. Bu ürünler, güvenlik ekiplerinin bulut ortamlarında bulunan güvenlik sorunlarını izlemesine, tanımlamasına ve düzeltmesine yardımcı olur.
Bulut tabanlı uygulama geliştirmenin yaygınlaşmasının bir sonucu olarak güvenlik ekiplerinin giderek artan bir şekilde yeni siber güvenlik önlemleri alması gerekiyor. Bilgi Sistemleri Güvenliği Derneği'nin (Information Systems Security Association) yaptığı bir araştırma, siber güvenlik konusunda en büyük insan kaynağı eksikliğinin bulut bilişim güvenliği alanında yaşandığını ortaya koyuyor. Bu nedenle zaman ve personel tasarrufunu göz önünde bulundurmak ve verimliliği artıran, güvenlik personelini ağır yük altında bırakmayan ürünlere yatırım yapmak önem taşıyor.
Siber güvenlik ekipleri diğer ekiplere göre genellikle daha az sayıda uzmandan oluşur. Yoğun ve stresli bir çalışma rutinleri vardır. İleride güvenlik sorunlarıyla karşılaşılmaması için yazılım geliştirme süreçlerine güvenlik ekibinin de zaman ayırarak eklenmeleri sağlanmalıdır. Güvenlik ekipleri yeni politikalar belirleyebilir ve geliştiricilerin kendi iş akışları içinde çalışan otomatik test araçlarını kullanmalarına yardımcı olabilir.
Güvenlik ekipleri, üretkenliği ve inovasyonu artırmak için güvenlik risklerini yönetme baskısı altındadır. Bulutta güvenlik duruşunu yönetmenin anahtarı, ekiplerin verimli çalışmasına yardımcı olmaktır. Böylece riski azaltmak için gereken eylemleri verimli bir şekilde gerçekleştirebilirler. Güvenlik ekipleri bu yazımızda üzerinde durduğumuz konulara dikkat ederek bulut güvenlik duruşlarını daha etkin bir şekilde yönetebilirler.
İlgili Postlar
Bulut maliyet yönetimi nedir?
31 Eki 2024
Dijital DönüşümYapay zeka şeffaflığı nedir?
28 Eki 2024
Dijital DönüşümStratejik inovasyon nedir?
25 Eki 2024
Dijital Dönüşüm