16 Ara 2020
2 dk okuma süresi
Bulut Bilişim, bir yönetim ve iş yapma teknolojisi olarak rüştünü ispatlarken, gündemdeki bir başka konsept olan çeviklik (agility) de bulut ile kullanılabiliyor.
Her geçen gün daha fazla şirket ve kamu kuruluşu, süreçlerini buluta taşıyor. Bu teknoloji, kuruluşların çevik çalışma şansını artırırken, BT profesyonellerinin en büyük çekincesi ise veri güvenliği.
FAZ Institute tarafından yayınlanan “Avrupa’da Bulutun Potansiyel Analizi” isimli araştırma, finansal hizmetler, üretim, kamu yönetimi, altyapı, telekom ve medya sektöründen 204 karar vericiden alınan görüşlere dayanıyor. Araştırmaya göre, her iki kamu yöneticisinden bir tanesi bulutun organizasyonlarına dinamizm ve yaratıcı çalışma modellerine uygunluk sağladığını savunurken, katılımcıların yüzde 37’si buluttan daha fazla veri güvenliği bekliyor.
Avrupalı kurum ve kuruluşların Bulut Bilişim teknolojisini tercih etme sebeplerini BT operasyonlarını ölçeklenebilir hale getirmek (yüzde 69), BT kaynaklarına mobil cihazlardan erişimi mümkün kılmak (yüzde 65), Büyük Veri ve Yapay Zekâ yardımıyla daha yenilikçi olmak (yüzde 55) olarak açıklıyor. Bulutu yalnızca maliyet tasarrufu için tercih edenlerin oranı ise yüzde 44.
Veri güvenliği konusunda anlaşmazlık
Araştırmaya katılanların yüzde 37’si, Bulut Bilişim teknolojisinin geleneksel BT operasyonlarına kıyasla daha fazla veri güvenliği sağladığına inanıyor. Bu kanı, özellikle üretim ve finansal servis sağlayıcıları arasında bir hayli yüksek. Ancak Avrupalı kamu kuruluşlarının yüzde 55’i veri güvenliğini Bulut Bilişim teknolojisinin en büyük risklerinden birisi olarak görüyor.
Araştırmaya katılan her üç kamu otoritesinden ikisi, yalnızca kendi ülkelerinde bulunan veri merkezlerini kullanmayı tercih ediyor. Dev ölçekli kurum ve kuruluşlar, verilerinin kendi ülkelerinde kalmalarını isterken; veri güvenliği konusunda şüpheci davranan yöneticiler hibrit bulut yaklaşımına sıcak bakıyor.
Farklı bulut modelleri
Bulut Bilişim, bir hizmet olarak altyapı (Infrastructure as a Service - IaaS), bir hizmet olarak platform (Platform as a Service – PaaS) ve bir hizmet olarak yazılım (Software as a Service – SaaS) olmak üzere üç farklı modele sahip. Kurum ve kuruluşlar, birbirlerinden farklı yapılar ve avantajlar sunan bu modellerden ihtiyaçlarına en uygun olanı seçerek, organizasyonlarına çeviklik kazandırabilirler.
IaaS: Bu model, bulutun ilk katmanı olarak kabul edilmektedir. Bilgi işlem gücüne, depolama ve ağ kabiliyetlerine sahip sanal bir veri tabanıyla çalışır. Avantajları yüksek esneklik sunması ve halihazırda sanal makinelerde çalışan uygulamaların kolay geçişine olanak tanımasıdır.
PaaS: Bu model, bulutun orta katmanıdır. PaaS tercih eden kurumlar, BT yöneticisinden çok, yazılım geliştiricilerine ihtiyaç duyar. PaaS modeliyle çalışan bulut, geliştiricilerin altyapıyı kullanarak hızla uygulama geliştirip devreye sokmalarına olanak tanır. Bu sayede de yüksek ölçeklenebilirlik sağlar.
SaaS: Bulutun son katmanı olarak görülen SaaS’ı tercih eden kurum ve kuruluşlar, Bulut Bilişim teknolojisinin sunduğu avantajlardan, ödedikleri ücret karşılığında aldıkları yazılımlarla faydalanırlar. Bu modelde müşteri, yazılım için değil, yazılım üzerinden aldıkları servis için ödeme yapar.
Bulut Bilişim, yukarıdaki model ayrımlarının yanı sıra erişim açısından da farklı türlere ayrılır: Açık ve Kapalı. Ancak günümüzde çoğunlukla bu her iki türü de içerisinde bulunduran hibrit bulut kullanılır. Hibrit bulut, kurum ve kuruluşlara kritik verileri içeride korunaklı tutarken, diğer uygulamaları dışarıdan erişilebilecek şekilde muhafaza etme şansı sağlar.
İlgili Postlar
Bulut maliyet yönetimi nedir?
31 Eki 2024
Dijital Dönüşüm